Taraflarca sunulan, ilk derece mahkemesince toplanan tüm delillere, taraf vekilleri tarafından gösterilen istinaf nedenlerine göre yapılan incelemede; tarafların nişanlı oldukları, beyanlarına göre 1 Temmuz 2016 tarihinde nişanlandıkları, nişanlılıkları süresince davacı erkek tarafından yurtdışında yaşaması nedeniyle evlilik hazırlıkları ve alışverişi için banka yoluyla 68.377,34TL para gönderildiğinin iddia edilerek nişanın bozulması nedeniyle İskenderun İcra Dairesinin 2017/9367 dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından anlaşarak ayrıldıkları belirtilerek takibe, borca ve ferilerine itiraz edildiği, davacı erkek tarafından İskenderun 3....
Dava nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Kişilik değerlerinde oluşan manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Objektif eksilmeden ise, sadece o kişi için değil; toplumdaki diğer bireylerin de aynı zarara (duruma) düşmeleri anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Yasanın 23. ve devamı maddelerinde kişilik haklarının korunmasına yönelik hükümler düzenlenmiş olup ilgili yasal hükümlerle manevi tazminat verilebilecek olgular sınırlandırmıştır. ..... 4721 sayılı TMK. Nun 121. maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir....
Mahkemece; nişanın sona ermesinde davalı ...'in yanı sıra davacı ...'nin de kusurunun bulunduğu, manevi tazminatın şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin, reddedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda; 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir....
Mahkemece oluşturulan hüküm anılan nedenler ile isabetli bulunmamıştır. ... - Kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 121) Nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir. Nişanın bozulması, doğal olarak taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratır ve menfaat ihlaline neden olur. Ancak sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Doğal olan üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Zira, manevi tazminata karar verilebilmesi için istemde bulunan nişanlının kişisel haklarının fahiş olarak zarara uğramış olması gerekir....
Davalı-karşı davacı vekili, cevap dilekçesinde; nişan bozulduktan sonra 1 yılın geçtiğini, iade talep edilemeyeceğini, davalı-karşı davacının düğün hazırlığı yaptığı esnada davacı-karşı davalı tarafından aranılarak "senden elektrik alamadım" denilerek nişanın bozulduğunu, davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiş; karşı davasında ise, müvekkilinin, nişanın bozulması sebebiyle büyük üzüntü yaşadığını, psikolojik bunalıma girdiğini belirterek, 20.000TL manevi tazminatın davacı- karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacı-karşı davalının ablası olan davacı tanığı Sultan Baran'ın nişanın 2012 yılı Ramazan Bayramı'ndan 1 hafta önce bozulduğuna ilişkin beyanına göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilerek, her iki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.'...
Davalı taraf, ziynet eşyalarının davacının bizzat kendisi tarafından alınmadığını savunmuş; mahkemece de; altın ve hediyelerin davacı tarafından davalıya verilmediği, davacının akrabaları tarafından davalıya verildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, nişan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı nişanlı tarafından takılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ana-babanın ya da onlar gibi davrananların nişanlı adına taktıkları takılar, davacı nişanlı tarafından takılmış sayılır ve nişanın bozulması durumunda da bizzat talep edilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın haksız yere bozulması nedeniyle 4000,00 TL maddi 15000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın maddi tazminat istemi yönünden reddine; manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle 30.000 TL manevi 5.000 TL maddi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın manevi tazminatın kısmen kabulü , maddi tazminatın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada nişanın bozulması nedeniyle 5.000 TL maddi 30.000.TL manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece, maddi tazminatın reddi, manevi tazminatın kısmen kabulüyle 3.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Bu durumda davanın dayanağı haksız fiil olup, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklara genel mahkemede bakılması gerektiğine göre; Yerel Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." şeklindeki karar ile bu husus açıklanmıştır. Somut olayda;mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığı yazılmamış ise de tensip tutanağının 8 numaralı bendinde "davaya aile mahkemesi sıfati ile bakılmasına" karar verilmiş, bu ara karardan dönülmemiş, dava mahkemece "nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi" olarak nitelendirilmiş ve davanın esası hakkında karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hediyelerin İadesi-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişan bozma nedeniyle hediyelerin geri alınması ve tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarihli 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanununda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....