Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ailesi tarafından evlendikten sonra ikamet etmeleri için kendilerine tahsis edilen ve tapuda davalıların murisi adına kayıtlı olan taşınmazda bir kısım faydalı ve zorunlu masraflar yaptığını ileri sürerek, nişanın bozulması nedeni ile taşınmazın değerini artıran bu masrafların iadesi isteminde bulunmuştur. Buna göre, davacının talebi TMK'nun 120 .maddesinde düzenlenen "nişanın bozulmasına dayalı maddi tazminat" istemi kapsamında olmayıp, sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Nitekim dava, yalnızca davacının nişanlısı olan...e karşı değil, dava konusu taşınmazın tapu maliki olan ...nün mirasçılarına karşı açılmıştır ve bu durumda uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hediyelerin İadesi-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişan bozma nedeniyle hediyelerin geri alınması ve tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarihli 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanununda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

      Maddesi gereğince davalıya kavga ve şiddetteki kusuru nedeniyle nişanın bozulmasına sebep olduğu anlaşıldığından davacı tarafa dürüstlük kuralları çerçevesinde ve davacının evlenme amacıyla yapmış olduğu harcalamar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşısında uygun bir maddi tazminat vermekle yükümlü olduğu bu bağlamda dosyaya sunulan fatura ve miktarlara göre belirlenen eşyaların nişan ve daha sonrasında evlilik amacıyla iyi niyet çerçevesinde alınıp davalı Habip Onur'un belirlediği konutta bulunduğu ve bu harcamalar nedeniyle bu miktarda tazminata hak kazandığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca TMK 121. maddesine göre nişanın bozulması yüzünden davacının kişilik hakları saldırıya uğramış, kendisine yönelik fiziki şiddete maruz kalmasının yarattığı acı ve sıkıntılar nedeniyle kişilik haklarına saldırı gerçekleşmiştir..."...

      Bu durumda davanın dayanağı haksız fiil olup, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklara genel mahkemede bakılması gerektiğine göre; Yerel Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." şeklindeki karar ile bu husus açıklanmıştır. Somut olayda;mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararda asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığı yazılmamış ise de tensip tutanağının 8 numaralı bendinde "davaya aile mahkemesi sıfati ile bakılmasına" karar verilmiş, bu ara karardan dönülmemiş, dava mahkemece "nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve hediyelerin geri verilmesi" olarak nitelendirilmiş ve davanın esası hakkında karar verilmiştir....

        tazminat davasında, davalı-davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180 TL vekalet ücretinin davacı-davalıdan alınarak, davalı-davacıya ödenmesine, 6- Davacı-davalının nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat davasında, davalı-davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180 TL vekalet ücretinin davacı-davalıdan alınarak, davalı-davacıya ödenmesine, 7- Davalı-davacının, nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat davasında, alınması gereken 341.55 TL harçtan, davalı-davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170.00 TL harcın mahsubuyla bakiye 171.55 TL harcın davacı-davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 8- Davalı-davacının, nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat davasında yapılan 283.40 yargılama giderinin davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya ödenmesine, 9- Davalı-davacının, nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat davasında...

        Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir. Davacı iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddi zarar uğradığını iddia ederek maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de, davacı taraf, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edememiş olup, mahkemece davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğundan, bu hususa yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 121. maddesi; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir....

        Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarihli kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 120 nci maddesi gereğince maddî tazminat istenebilmesi için nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olması ya da nişanın taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olması gerektiği, somut olayda davacı taraf, nişanın bozulması nedeniyle maddî zarara uğradığını iddia ederek maddî tazminat isteminde bulunmuş, Mahkemece davacının maddî tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının, nişanın davalının kusurlu davranışları sonucu bozulduğunu ispat edemediği, Mahkemece; davacının maddî tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu talebin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 121 inci maddesi gereğince sırf, nişanın bozulmasından dolayı duyulan üzüntü ve hayal kırıklığına uğranılmış olmasının manevî tazminata hükmedilmesi için yeterli olmadığı...

          Onama kararının kaldırılarak esas kararın bozulması istemi ile davacı vekili karar düzetme isteminde bulunmuştur. 4721 sayılı TMK'nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Anılan maddeye göre nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi için istemde bulunan nişanlının kişilik değerlerinin ağır bir şekilde ihlal edilmiş olması gerekir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir....

            nın eski nişanlısıyla görüştüğünü bahane ederek davacı-karşı davalılar tarafından nişanın haksız yere bozulduğunu, bu nedenle de, 5.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini ileri sürerek; 9.000 TL maddi 5.000 TL manevi olmak üzere toplam 14.000 TL tazminatın davacı-karşı davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi ve maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava ...'a karşı açılmış ve velisi olarak da annesi ... ve babası ... gösterilmiştir. Nüfus kayıt örneğinden ...'un, 16.05.1997 doğumlu olup dava görüldüğü sırada 18 yaşını doldurarak taraf (dava) ehliyetini kazandığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, anne ve babanın reşit kızını davada temsil etme olanağı kalmamıştır.Bu durumda, mahkemece gerekçeli kararın ve davacının (karşı davalının) temyiz dilekçelerinin davalı (karşı davacı) ...'...

                UYAP Entegrasyonu