Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum. 19/03/2014 KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

    (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır. Davalı eş ile ilişkide olan 3. kişinin durumuna gelince; boşanma davasıyla eşinden manevi tazminat alan davacı manevi tazminatın "tekliği ve bölünmezliği" ilkesi gereğince 3. kişiden tazminat isteyemeyeceği gibi bu tazminatı "sadakat" yükümlülüğü olan eşinden istemeyen, istemeyi ihmal eden davacı elbetteki 3. kişiye yönelemez....

      Açıkladığım nedenlerle sayın çoğunluğun aksi yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyorum.09/05/2013 KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....

        Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK m.24), isme saldırı (TMK m.26), nişan bozulması (TMK m.121), evlenmenin butlanı (TMK m.158/2), boşanma (TMK m.174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma (uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (BK m.49) olarak sıralanabilir....

          Kişilik haklarının korunması için açılabilecek davalardan manevi tazminat davası genel olarak kabul edilen görüşe göre kişiliğe yönelik saldırı sebebiyle uğranılan manevi zararın, saldırı sebebiyle duyulan acı, elem ve ızdırabın tatmin edilerek giderilmesi amacıyla kişiye tanınan davadır. Manevi tazminat konusu mevzuatımızda, kişilik hakkı ihlallerinde istenebileceğini belirten MK m. 25 ve manevi tazminat davasının koşullarını belirleyen genel hüküm niteliğindeki BK m. 49 (6098 sayılı TBK m. 58) haricinde, bazı özel hükümlerde de geçmektedir....

            Davacı, davalı tarafından yazılan ve kendi çalıştığı gazetede yayınlanan tekzip yazısında yalancılıkla suçlandığını, çalıştığı gazeteden ayrılmak zorunda kaldığını, kişilik haklarının zarar gördüğünü beyan ederek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile aralarında husumet bulunduğunu, davacının çalıştığı gazetenin kendisine ayrılan köşesinde kendisini ve eşini hedef alarak kişilik haklarına saldırı içeren yazı yazması sonucu dava konusu tekzip metninin yayınlandığını, davacının yazısı nedeniyle tazminata mahkum edildiğini, kişilik haklarına saldırı teşkil edecek herhangi bir ifadenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından düzenlenen tekzip yazısında davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak ibareler içeren cümleler bulunduğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, ispatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesince; tarafların boşanmalarına ilişkin kararın 24.06.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı-karşı davalının manevi tazminat talebinin boşanma kararı kesinleşmeden, davalı-karşı davacının bir başka erkekle fiilen beraber yaşamaya başladığı iddiasına dayandığı, davacının bu durumu yeni öğrendiğini ileri sürdüğü, kesinleşen boşanma kararında boşanma sebebi olarak kabul edilen olayın davacı-karşı davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi olduğu, davacının boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebinin Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi çerçevesinde incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, çünkü boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle manevi tazminat talep edilebileceği, manevi tazminat talebinin dayandırıldığı olayın boşanmaya sebep olan bir olay olmadığı, bu olayın boşanma kararının kesinleşmesinden önce meydana gelmiş olmasının da manevi tazminat talebini Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi kapsamına dâhil etmeyeceği...

                Dava konusu uyuşmazlık, davalının yazılarında yer alan sözlerin eleştiri sınırında kalıp kalmadığı ve bu nedenle de manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, Medeni Kanunun 24. maddesi gereğince kanunen kişilik hakkına yapılmış saldırı nedeniyle Borçlar Kanununun 49. maddesinden kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir. Davanın dayanağı Medeni Kanunun 24 ve Borçlar Kanununun 49. maddeleridir. Anılan maddelere göre sorumlu tutulmanın koşulu, yayınlanan açıklama ya da eleştirinin, kişilik hakkına saldırı teşkil etmesidir. Ayrıca bu saldırı, manevi bir zarar doğurmalı, zarar ile saldırı arasında da uygun illiyet bağı olmalıdır. Bilindiği gibi kişilik hakkı, kişinin kendi özgür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir haktır. Davacı da bu hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunmaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 31/12/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan ...'e yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının davalılardan ...'e yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

                    Dava, kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalılardan ...'in açıklamalarına dayalı olarak ... Haber adlı yerel gazetede 31/08/2009 tarihinde yayınlanan yazı ile kişilik hakkına saldırıldığından manevi tazminat istemiştir. Yerel mahkeme yayının hukuka uygun olduğunu ve basının haber verme görevi gereği yapıldığını belirterek davayı reddetmiştir. Dosyadaki belgelerden, dava konusu yayın nedeniyle ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/478 esasında yazılı bir ileti ile hakaret ve iftira suçundan ceza davası bulunduğu ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda ceza davasının kesinleşmesi beklenerek incelenmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu