Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava dışı kişilerin yargılandığı dava ile ilgili olarak ilan verilmesinin, yargıyı etkileme amacı taşıdığını ve suç niteliğinde olduğunu, ilanda yer alan nitelendirmelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılardan ... ise, ilanın resmi bilirkişi raporuna dayalı olduğunu ve hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, ilan niteliğinde yazıda davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davacının katılan olarak yer aldığı ve dava dışı kişilerin yargılandığı İstanbul 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 10/01/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; basın yolu ile kişilik haklarına haksız saldırı hukuksal nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; “......

      DAVA KONUSU : Manevi Tazminat KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/04/2016 gününde verilen dilekçe ile görevi kötüye kullanma suçundan beraat kararı verilmiş olmasına rağmen iş ve sosyal yaşamında bu suçla isnat edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne dair verilen 03/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Boşanmaya sebep olan ve mahkemece davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen gurur kırıcı sözler söylediğine dair vakıaya kadın tarafından dayanılmadığı yine erkeğin kadını istemediğine dair mesaj çektiği iddiasına erkek cevap vermeyerek inkar ettiği gibi bu mesajların varlığı ve erkek tarafından gönderildiğinin kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları ise davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Kadın yararına TMK m.174/2 koşulları oluşmamıştır. Gerçekleşen duruma göre davacı-davalı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 13/12/2011 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi, karşı davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/01/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi, birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/03/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava ve birleşen davanın ise reddine dair verilen 16/01/2012 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl dava davacısı vekili ve asıl dava davalısı, karşı dava ve birleşen dava davacısı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne...

            TV'de yayınlanan bir televizyon programında kullandığı hakaret niteliğindeki sözlerle kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu olayda davalının, davacıya karşı iddiasının davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, bu nedenle de davacıda meydana gelen manevi zararlardan davalının sorumlu olacağı anlaşıldığından; davacı, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. (6098 sayılı TBK’nın 58.) maddesi gereğince hukuki korunma isteme hakkına sahiptir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. (6098 sayılı TBK’nın 58.) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....

              Böyle bir durumda manevi tazminat talebinin hukuksal dayanağı artık Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi olmaktan çıkmıştır. Davacı, hakaret iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, davalının hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, genel hükümlere göre sorumluluğa gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. (EBK. md. 544; 1098 Sayılı TBK. m. 646) O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre incelenemiyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir. Öyleyse davacının boşanma sebebinden bağımsız hale gelen manevi tazminat isteği yönünden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilip, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

                nin ... adresinde 05.12.2013 tarihinde yayınlanan "..." başlıklı haber ile gerçekle ilgisi olmayan, ticari kaygıya dayalı haber yapıldığını, yayınlanan haberin doğruluğu ve gerçekliği araştırılmadan haber yapıldığını, yazının müvekkillerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu yayının görünürdeki gerçeği yansıttığını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, haberde kamu yararı, toplumsal ilginin bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkemece, yayının davacıların kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....

                  Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldıran kimse, hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir (TMK madde 24/I). Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin ikinci fıkrasında aynen “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur” denilerek sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulabileceği belirtilmiştir. Ancak sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli değildir. Aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle TMK’nın 25. maddesi hükmü ile korunan kişilik haklarına hukuka aykırı olarak haksız saldırı da bulunulması ve dolayısıyla kişilik haklarının zedelenmesi ve ayrıca BK’nın 49. maddesi hükmünde öngörülen yasal sorumluluk koşullarının oluşması durumunda manevi tazminat istenebilir....

                    UYAP Entegrasyonu