Mahkemece, davacının davalı işyerinden kendi isteği ile ayrıldığından, kaza ile işsiz kalma arasında illiyet tespit edilemediğinden maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır....
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava dışı ...’ın davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak verildiği, dava dışı ...’in Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesinden doğan borçlarının bulunması nedeniyle davalı bankanın ipoteğin fekki için onay vermekten vazgeçtiği, dava dışı ...’ın davalı bankaya olan borçlarının ödenmemesinden dolayı ipoteğin kaldırılmamasında hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı, davalı bankanın ipoteğin fekkine onay vermekten vazgeçmesi nedeniyle davacının maddi ve manevi zarara uğramadığı gerekçesiyle davacının ipoteğin fekki ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 16. Asliye Hukuk Mahkemesince, marka değerine zarar vermekten kaynaklanan uyuşmazlığın Fikrî ve Sinaî Haklar Mahkemesinin görevi dahilinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4.... Haklar Hukuk Mahkemesi ise davacının tescilli bir markaya dayalı olarak dava açmadığı, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. maddesinde "Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir." hükümlerine yer verilmiştir....
Dava TTK 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. HUMK'nun 275. ve devamı maddelerine göre, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, mahkemece, uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Trafik kazalarında tarafların kusur oranlarının tespiti ve hasar bedelinin hesaplanması uzmanlığı gerektiren konulardandır. Bu durumda, uzmanlığı belli olmayan trafik polisi bilirkişisinden kusur raporu alınması, hasar konusunda bilirkişi raporu alınmadan faturalara dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, İTÜ veya Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur ve hasar konusunda ayrıntılı gerekçeli denetime açık rapor alınarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu durumda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine, davacı yararına 5.000,00- TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe .... tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, mahkemece, davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 16. maddesinde iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 89. maddesinde ise yatarak tedavi halinde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavi ettirildiğine günlük kazancın 2/3 oranında ödenek ödeneceği bildirilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/531 Esas sayılı dava dosyası ile 48.568,42 TL ve bunun öncesinde 135.146,52 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığının iddia edildiği ne var ki bu ödeme iddialarının mahkemece değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tazminat alacaklısına ifa amacıyla yapılan ödemelerin hesaplanan maddi zarar tutarından indirilmesi gerektiği açıktır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/506 KARAR NO : 2021/494 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İMAMOĞLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2020 NUMARASI : 2018/301 ESAS, 2020/27 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Kaynağa Zarar Vermekten Kaynaklanan) KARAR : İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02/2020 tarih ve 2018/301 Esas, 2020/27 Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmalarının özeti: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, İmamoğlu ilçesi , Sevinçli mahallesi 1177 parsel sayılı taşınmazdan DSİ'ye ait sulama kanalı geçmesi nedeniyle tarlasının fiilen ikiye bölündüğünü, tarlanın içinden geçen açık kanalın alt kısmından su kaçırmasından dolayı tarlasının tamamının sular altında kaldığını...
Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek Mahkemece neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araç, davalının sevk ve idaresindeki at arabası ile çarpışarak hasara uğradığını belirterek, sigortalısına ödediği 10.803.00 YTL tazminattan, davalının %75 kusur oranına isabet eden 8.102.25 YTL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, olayda kusurunun bulunmadığını, davacıya sigortalı aracın kendi atlarına ve arabasına çarpması sonucu zarar gördüğünü, tazminat miktarının da fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....
Başka bir deyişle maddi tazminat, zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamalı ve zararın tamamını gidermelidir. Zira tazminatın amacı, zarar vereni cezalandırmak veya zarar göreni zenginleştirmek değildir. Ancak zararlı sonucun doğmasına zarar veren yanında zarar görenin kusuru veya bazı durum ve davranışları ya da umulmayan olaylar da katkıda bulunmuşsa tazminattan belirli bir indirim yapılması hakkaniyete daha uygun düşmektedir. İşveren açısından değerlendirme yapıldığında, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışlarının, işçinin işe alınmasında özenli davranmaması, işçiye verilen talimatlar ve eğitimde kusurlu davranılması şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu durumlarda da, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışı dikkate alınarak işçinin sorumluluğu hafifletilir (Baycık, s. 189 )....