-TL tutarında aracın değerinde bir azalma meydana getirdiği, davacının bu miktarı talebe hakkı bulunduğu, davacının bunun dışındaki maddi zarar taleplerini satıcının sattığı malın ayıplı olduğunu bilerek, kusurlu olarak davacıya sattığının ise ispat edilemediği gibi somut olayda manevi tazminat istem koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle, davacının manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000.00.-TL'nin 12.12.2006 tarihinden işleyen ticari faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan ... Türk Oto.Fab.A.Ş.vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ......
ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. Sanık ... - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. Sanık ... - ...'i kasten yaralamaktan CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. TÜRK MİLLETİ ADINA Yerel Cumhuriyet Savcısının 12.12.2011 tarihli temyiz dilekçesi ile sanık ... hakkında ...'...
Davacının 13/03/2009 tarihindeki iş kazasında sol el 4. parmağından yaralanarak 21.06.2009 tarihine kadar istirahatli kaldığı, kaza nedeniyle sürekli iş göremezliği uğramadığı olayda davacının % 40, davalı işverenin % 60 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. İş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe ... tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır....
Hal böyle olunca da Mahkemece sürekli iş göremezlik oranı %"0" olan davacının istirahatli (raporlu) kaldığı dönem bakımından yoksun kaldığı ücret kaybının hesaplanmadan yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya doğru olmamıştır. Öte yandan, % 0 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının sürekli iş göremez duruma gelmese dahi, üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun da bedensel zarar kavramına dahil bulunduğu gözetilerek, tedavi gördüğü süre dikkate alınarak uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, mahkemece manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır....
İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tazmini davaları olup Kurum sigortalısının % 10 ve üzerinde işgöremezlik oranını tespit ederse ona iş kazası sigorta kolundan gelir bağlayacak ve bağladığı bu geliri olayda(iş kazasında) kusuru olan ilgililerden rücuen tahsil edecektir. İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında ise rücuen tahsile konu bu Kurum ödemesinin tenzili gerekecektir. Bunun aksinin kabulü davalı ya da davalılardan mükerrer tahsil neticesini doğurur ki bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu nedenle iş kazasına maruz kalan sigortalının sürekli işgöremezlik derecesinin Kurumca tespiti önemli olup iş bu davada Kurum taraf değildir. Yine manevi tazminat davaları bakımında da sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tartışmasız olarak ortaya konulması gerektiği hususu izahtan varestedir....
Davacı tanıkları davacının robottan kaynağa geçiçi olarak bir haftalığına verilmesine rağmen devamlı orda kalması istenince işten ayrıldığını, davacının yıllardır robotta çalıştığından kaynak işinin davacı için zor olduğunu beyan etmişler, davalı tanığı aynen "...Aynı bölümde hem robot kaynağımız hem de manuel kaynağımız vardır. Davacının çalıştığı birimde bir kişi işten ayrılınca onu robottan manuel bölüme bir hafta idare eder misin alalım demişler. Daha önce de davacı orda görev yapmıştı. İki gün orda çalışmış . Ondan sonra rapor almış... Davacı ayrılmadan önce beni aradı. Beni birkaç günlüğüne geçici bir süre manuel kaynağa geçirmek istiyorlar dedi ben de sen kaynakçısın geç bir sıkıntı olmaz dedim ... bu manuel kaynağa geçirme sürekli hale getirilmek istenmedi. Benim haberim olmadan zaten böyle bir sürekliliğe gidilmesi mümkün olmaz." şeklinde beyanda bulunmuştur....
Bu kazı nedeniyle toprak kayması riski olup olmadığı bu kaymanın ne gibi bir zarar vereceği de tespit edilmelidir. Ancak, mahkemece bilirkişiden bu yönde bir tespit istenmemiştir. Taşınmaz maliki kazı veya yapı yaparken, komşu taşınmazlara; onların topraklarını sarsmamak, tehlikeye düşürmemek, üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Aksine davranışlarda oluşan zarar, zarar veren tarafından karşılanır. Zarar veren gerekli önlemleri almaya zorlanmalıdır. Gerekirse kazı ve yapı çalışması durdurulur. Bu nedenle bilirkişilerce bu kazının ileride toprak kaymasına neden olup olmayacağının tespitti gerekmektedir. Zarar veren gerekli önlemleri almaya zorlanmalıdır. Gerekirse kazı ve yapı çalışması durdurulur. Bu nedenle bilirkişilerce bu kazının ileride toprak kaymasına neden olup olmayacağının tespitti gerekmektedir....
Taşınmaz malikine, Kanunun 730. maddesiyle taşınmazını taşkın olarak kullanmama ve başkasına zarar vermeme yükümlülüğü getirimiş; 738. maddesiyle ise kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara ve onların üzerindeki yapılara zarar vermekten kaçınma zorunluluğu getirilmiştir. Taşınmaz malikinin taşınmazını taşkın olarak kullanıp kullanmadığı ve başkasına zarar verip vermediğini belirlemedeki ölçü yerel adettir. Kuşkusuz yerel adet belirlemesinin yanında bu gibi davalarda çözüm özen ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi görüşüne de başvurmak gerekir....
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında kusur oranında tespit olunan maddi zarardan indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur....