Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı, dava konusu içme suyu temin ettikleri kaynağa yakın mesafede, davalı ... tarafından diğer davalı köyler yararına açılan foseptik çukurunda, gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle meydana gelen sızıntıların kaynağa zarar verdiğini belirterek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesi dikkate alındığında, herhangi bir idari işlemin iptali istenilmemiştir.İdarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla da kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca çözümünde adli yargı yeri görevlidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, haksız fiil sonucu menkul mala zarar vermekten doğan tazminat istemine ilişkin olmasına göre temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli .... Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, ........2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Rücu davası, sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu nedenle sigortacı tarafından açılan rücü davası aslında bir tazminat davasıdır. Bu nedenle her tazminat davasında olduğu gibi, rücu davasında da sigortacı, davalının kusurunu ve zararını ispat etmek zorundadır. Davalı, sigortalı tarafından aleyhine açılan tazminat davasında, kazada kusuru bulunmadığını savunmuştur. Dosya kapsamında iki ayrı kusur raporu alınmış ilk raporda davalı % 30 oranında, ikinci raporda % 75 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmıştır. Raporlar arasında çelişki olup, çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru değildir. Bu durumda mahkemece, yapılacak iş; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için seçilecek kusur uzmanı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

        Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 12.136,32 TL maddi tazminat ile 2.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından geçiçi ve sürekli iş göremezlik durumunun tespit edilmesi gerekmektedir....

          Anılan rapor tazminat miktarı yönünden denetime elverişli olmadığı gibi konusunda uzman olmayan bilirkişilerce düzenlendiğinden hükme esas alınması isabetli olmamıştır. Rücu davaları; gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da, ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir. Somut olayda; sigortalıya ait iş yerinin market olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır....

            İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

            Bu saptamalardan sonra, davadaki istek kalemleri dikkate alınarak burada menfi zarar, müspet zarar ve kar kaybı zararı kavramları üzerinde durulması gerekecektir. Menfi zarar; alacaklının sözleşmeyi yaptığı için uğradığı, sözleşmeyi yapmamış olsaydı uğramayacağı zarar olarak tanımlanabilir. Bu zarar, alacaklının mal varlığını, sözleşmeden dönmeden sonra içinde bulunduğu durum ile böyle bir sözleşme yapılmamış olsaydı içinde bulunacağı durum arasındaki farktan ibarettir. Kısacası, menfi zarar sözleşmeye güvenilerek o sözleşmenin icrasını teminen yapılan giderlerin bütün karşı tarafın mal varlığına girmese dahi o sözleşme sebebiyle "cepten çıkan" paradır. Borçlunun temerrüdü üzerine alacaklı gerekli şartları yerine getirerek sözleşmeyi feshetmişse iki tarafa borç yükleyen akitlerde uygulanması gerekli olan Borçlar Kanununun 108/1.maddesine dayanarak fesihten sonra vaad ettiği şeyi vermekten kaçınabileceği gibi daha önce yerine getirdiği edimleri de geri isteyebilir....

              İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur....

                K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, geçirdiği iş kazası neticesinde bedensel bütünlüğü zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maluliyet % 0 olduğundan maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir. Sigortalının bedensel zarar sonucu işgücü kaybı geçici veya sürekli olabilir. Geçici iş göremezlik nedeniyle sigortalının uğradığı gerçek zarar; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu işinde geçici olarak çalışamayan sigortalının iyileşinceye kadar çalışamamasından doğan kazanç kaybıdır....

                  ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. Sanık ... - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. - ...'ın malına zarar vermekten CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. Sanık ... - ...'i kasten yaralamaktan CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine. TÜRK MİLLETİ ADINA Yerel Cumhuriyet Savcısının 12.12.2011 tarihli temyiz dilekçesi ile sanık ... hakkında ...'...

                    UYAP Entegrasyonu