Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin bozma kararına uygun olarak,  dosyada dava konusu olan diğer bazı parsellerle birlikte 337 ila 344, 705, 706, 707, 708 ve 709 sayılı parsellerin ...ı ve arkadaşlarının tutunduğu T.Evvel 1329 tarih 44 sıra numaralı tapu kaydının miktarı ile geçerli kapsamı dışında kaldığı gibi, kıyı kenar ön kıyı seti içinde kaldığının belirlendiği gerekçesiyle tapulama dışı bırakılmasına ilişkin olup , 705, 706, 707 ve 708 sayılı parsellere ilişkin hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.05.2001  gün ve 2000/10536-3682  sayılı kararıyla onandıktan ve karar düzeltme istemi de aynı dairenin 13.05.2002 gün ve 2002/3544 - 4445 sayılı kararı ile ret edildikten sonra kesinleşmiştir.  ... köyü 705, 706, 707 ve 708 sayılı parsellerin kadastro tespiti kesinleşmediği için tapu kaydının oluşmadığı, bu nedenle bu parseller yönünden Medeni Kanunun 1007.  maddesi hükmüne göre, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bir zarardan söz edilemez....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde,"dava konusu taşınmazın halen davacı üzerine kayıtlı olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde fen bilirkişisinden alınan rapor, belediye cevabi yazısı ve kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunca onaylı koordinatlara göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının anlaşıldığı, kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın dosyaya getirtildiği, kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği, fen bilirkişisince kesinleşen kıyı kenar haritası ile davaya konu parselin çakıştırılarak duraksamaya yer vermeyecek biçimde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bu alana kamulaştırmasız olarak el atıldığı, yukarıda bahsi geçen 20....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde,"dava konusu taşınmazın halen davacı üzerine kayıtlı olduğu, mahkememizce yapılan keşif neticesinde fen bilirkişisinden alınan rapor, belediye cevabi yazısı ve kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunca onaylı koordinatlara göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının anlaşıldığı, kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın dosyaya getirtildiği, kıyı kenar çizgisinin kesinleştiği, fen bilirkişisince kesinleşen kıyı kenar haritası ile davaya konu parselin çakıştırılarak duraksamaya yer vermeyecek biçimde çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bu alana kamulaştırmasız olarak el atıldığı, yukarıda bahsi geçen 20....

    HSK’nin 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan (142. maddesinde düzenlenenler hariç), 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunundan, 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundan, 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanundan kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz...

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alındığında; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesindeki usul ve esaslara göre yapılan keşif sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arazi niteliğindeki taşınmaza, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, bu değer üzerinden davanın kabulüne ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının kıyı olarak tapu sicilinden terkin edilmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alındığında; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesindeki usul ve esaslara göre yapılan keşif sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arazi niteliğindeki taşınmaza, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, bu değer üzerinden davanın kabulüne ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının kıyı olarak tapu sicilinden terkin edilmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alındığında; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesindeki usul ve esaslara göre yapılan keşif sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arazi niteliğindeki taşınmaza, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, bu değer üzerinden davanın kabulüne ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının kıyı olarak tapu sicilinden terkin edilmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alındığında; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesindeki usul ve esaslara göre yapılan keşif sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, arazi niteliğindeki taşınmaza, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, bu değer üzerinden davanın kabulüne ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının kıyı olarak tapu sicilinden terkin edilmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ancak dava TMK 1007. Maddesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu halde mahkemece hukuki nitelemenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak yapıldığı ve bu doğrultuda yargılama yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır....

      Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3621 sayılı Kanun'a göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını ve bu nedenle tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu, ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, açılan davada davacı vekilleri yararına nispi değil maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunun,...

        Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; arta kalan kısımdaki değer azalmasının tazminat miktarına eklenmemesi gerektiğini, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, taşınmazın kıyı kenarda kaldığından bahisle dava açmaya yetkili tarafın Hazine olduğunu, davacının taraf sıfatının bulunmadığını bu nedenle usulden davanın reddi gerektiğini, yargı yolunun idari yargı olduğunu, tapu iptal tescil kararı ile fonksiyon gaspı yapıldığını, tazminat ödenmesini kabul etmemekle birlikte bu hakkın ancak taşınmazın tapusu iptal edildikten sonra kullanılabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca ödenecek tazminat hesabında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanmasının doğru olmadığını, bir tazminat belirlenecekse denkleştirici tazminat niteliğinde olmsı gerektiğini, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması olgusunun taşınmazın değerine olan olumlu ya da olumsuz etkilerinin tartışılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi...

          UYAP Entegrasyonu