Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 1056 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olup,davacı tarafından davalı aleyhine 02.03.2005 tarihinde kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat isteğiyle ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/97 E. sayılı davanın, 08.02.2011 tarih ve 2011/435 K. sayılı kararla '' davanın kabulü ile kamulaştırmasız el atma bedelinin davalıdan tahsiline 1056 parsel sayılı taşınmazın kaydının iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek 26.12.2011 tarihinde kesinleştiği,eldeki davanın ise 2007-2011 dönemi için açıldığı,daha sonra isteğin 2007 ve 2008 yıllarına hasredildiği anlaşılmaktadır....

    Uyuşmazlık, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 285. maddesinde düzenlenen bilirkişinin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 285. maddesinin düzenlemesi ve madde gerekçesindeki düzenlemeye göre bilirkişilerin hukuki sorumluluğu hususu, bilirkişinin tasarıda ağır basan hakimin yardımcısı olma niteliği de dikkate alınarak hakimlerin hukuki sorumluluğu konusunda benimsenmiş olan hukuki rejimle paralellik arzedecek şekilde düzenlenmiş olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararı ve Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun'un 10. maddesine göre dosyanın YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      KARAR Dava; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 285. maddesinde düzenlenen bilirkişinin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Somut olayda, temyize konu tazminat miktarı 8.405,00 TL olup, anılan alacağın 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1385 Esas KARAR NO : 2021/461 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/12/2018 KARAR TARİHİ : 02/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/06/2021 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 28/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin ortağı ve münferit temsile yetkili yönetim kurulu başkanı olduğunu, kendisinin yetkili olduğu dönemde yöneticinin üzerine düşen yükümlülüklerine aykırı davranarak şirketi bilerek kasten ve kötü niyetle zarara uğrattığını, daha önce şirkette yardımcı eleman olarak çalışan ...... ile birlikte dava dışı .........

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 2918 sayılı Yasa'dan kaynaklanan araç malikinin kendi araç sürücüsüne karşı açtığı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 28/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminat istemenin koşulları sayılı ve sınırlayıcı olarak belirlenmemiş olup her hukuka aykırı işlem ve haksız fiil manevi zarara sebebiyet verebileceğini, bu anlamda yerel mahkemenin sınırlayıcı değerlendirme ile hiçbir inceleme yapmaksızın karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat borcunun kaynağı olarak manevi tazminat haksız fiil hükümleri içinde düzenlendiğini, manevi zarara sebebiyet veren eylemin hukuka aykırı olmasının yeterli olduğu gibi incelenmesi gereken objektif ve subjektif değerlendirmelere ihtiyaç bulunmasına rağmen yerel mahkeme bu hususu göz ardı edildiğini, taşınmaz malikinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olup her türlü yasal kısıtlamalara aykırı kullanım halinde meydana gelen zararın tazmin edilmesi gerektiğini, bir taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan...

            Gerçekten, arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı bir zararın doğması sebebiyle yapının yıkılamaması durumunda arazi malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine bir tazminat ödemesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesinden kaynaklanan tazminat tutarı malzeme malikinin iyiniyetli veya kö-tüniyetli olmasına göre değişir. Özellikle de bu tazminatın kapsamına arazi ile bütünleşen onun ayrılmaz bir parçası haline gelen, ayrılması halinde bütün özelliğini kaybedecek yapıların değeri girer. Yoksa Türk Medeni Kanununun 684. maddesinde tanımı yapılan mütemmim cüz kapsamı dışında olan, sökülüp götürülebilecek şeyler için arazi malikinin bir tazminat ödemesi gerekmez. Zira bunlar sökülüp götürüldüğü zaman özelliğini koruyacak arazi maliki için bir değer ifade etmeyecek malzemelerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/02/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; evlilik birliği devam ederken, üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının dava dışı eşle bir birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olduğunu, bu durumun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/11/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; evlilik birliği devam ederken, üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının dava dışı eşle bir birliktelik yaşadığını bu durumun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

                  Somut olayımızda; yukarıdaki hükümler çerçevesinde dava konusu uyuşmazlık ergin olan çocuk tarafından baba aleyhine Türk Medeni Kanununun 363. maddesine dayalı olarak açılan ana ve babanın sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır. (TMK m. 363). Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m. 118-395, 5133 S.K m. 2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Açıklanan hükümler çerçevesinde görevli mahkeme Aile Mahkemesi'dir. İşin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu