Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar 05/11/2018 tarihli dilekçelerinde ise; davalarını ıslah ettiklerini 50,000,00 TL maddi ve 50,000,00 TL manevi olmak üzere her bir davacı için tazminat istediklerini, toplamda 200,000,00 TL maddi ve manevi olmak üzere tazminat talep ettiklerini belirtmişlerdir....

Davacı; davalının, kendisini 15 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladığını, tedavi gördüğünü, çalışamadığı ve bakıma muhtaç olduğu dönem için maddi kaybının oluştuğunu, aynı zamanda olay nedeniyle manevi üzüntü yaşadığını beyan ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı; açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının, vücut bütünlüğüne yönelik gerçekleştirilen eylem nedeniyle maddi ve manevi zararının bulunduğu gerekçesi ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 6967 karar sayılı 30/11/2005 tarihli raporunda; davacının, 15 gün iş ve gücüne engel olacak şekilde yaralandığı belirtildiği halde, hesap bilirkişi raporunda, davacının beyanı esas alınarak 15 günden sonra 2 ay daha çalışamayacağı gerekçesiyle tazminat miktarının fazla hesaplanması ve bu raporun hükme esas alınması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

    Mahkemece; davacılardan ... için yazılı maddi ve manevi tazminatların olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; sigortalının anne ve babası olan diğer davacıların manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. 2- Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişimidir? Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

      Bu durumda; mahkemece, davalı ...Ş yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınan manevi tazminat miktarından, davalı ... şirketinin diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 4-Mahkemece, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....

        Hazinesi aleyhine 27/09/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 25/01/2011 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 03/04/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı hazine vekili Avukat ...... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve .... aleyhine 23/10/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, taksirle yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, davalı sürücü ...'...

            Mağdurun manevi tazminat talep edebileceği birden fazla kimse bulunması halinde, bunlardan birinden manevi tazminat adı altında tazminat almış olması, başka bir anlatımla hükmedilen manevi tazminatı tahsil etmiş olması, manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesi gözetilerek, diğerlerinin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Borcun ödenmesine dair bir mahkeme kararı olsa dahi, borç ödenmedikçe (ifa gerçekleşmedikçe), alacaklı diğer borçlulara da müracaat edebilir. Bu taktirde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödetmeye karar verilmesi gerekir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı haksız eylem faili, ortaya çıkan zarardan sorumludur. Dava dışı haksız eylem sorumluları aleyhine tazminata hükmedilmiş olması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz....

              Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nişanın haksız yere bozulması sebebine dayanan manevi tazminat ve evlilik birliğinde oturacakları ev için alınan eşya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, davanın haksız fiile dayalı tazminat istemine dayalı olduğu ve Aile Hukukunu ilgilendirmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nişanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin iadesine ilişkin olduğu, bu nedenle Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 30/05/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedenine dayalı maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir....

                  Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu