Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayla ilgili olarak, trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem sebebine dayalı tazminat istemli eda davası açılacak yerde, tesbit davası açılmasında davacının bu aşamada hukuki yararı yoktur.Bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirmiştir. ../... -2- 2007/4733 2008/1045 SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu ayrıca bu olay nedeniyle avukat tutmak ve Adliyeye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının hukuka aykırı eyleminin kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğu belirtilerek davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar kavramı, haksız eylem nedeniyle kişinin malvarlığında doğrudan meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Davaya konu olayda, davalının haksız eylemi nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü açık olsa da; söz konusu haksız eylem nedeniyle davacının malvarlığında doğrudan bir eksilmenin meydana geldiği söylenemez....

      AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/01/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        Kaynağına, sebebine, zarar veren ile zarar gören arasındaki hukuki ilişkiye ve her somut olayda farklı şekillerde gündeme gelebilecek benzeri ölçütlere göre, zararın niteliği, kapsamı ve miktarı, her olayın kendine özgü yapısı içerisinde, değişen bir özellik gösterecektir. Açıktır ki, hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz. Zarar miktarı tazminatın azami sınırını teşkil eder (Turgut Uyar, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, Birinci Cilt, 1990 bası, s.549). Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Kısaca, tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır....

          Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Kısaca, tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Somut olaya gelince, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, zarar görenin haksız eylem nedeniyle yaptığı gerçek masraflar göz önünde bulundurulmaksızın, davacı Kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarlar doğru kabul edilmek suretiyle düzenlenmiş olup; soyut nitelikte, denetime elverişli olmayan ve gerçek zararın varlığını ve miktarını tespit edecek nitelikte bulunmamaktadır....

            Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelmektedir. Davanın haksız fiif sonucunda davacının uğradığı maddi zarardan dolayı maddi tazminat davası olduğu, dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre haksız fiilin bulunduğu, davacının zarara uğradığı, haksız fiil ile maddi zarar arasında illiyet bağı bulunduğu ve haksız fiilden dolayı zararın meydana geldiği, yani haksız fiif tarihi itibari ile tazminat alacağının da muaccel hale gelmekle birlikte davacının davasının dava değerinin 100,00- TL olduğu dikkate alındığında miktar itibariyle ihtiyati haciz istemekte davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, dair ara karar verilmiştir....

            Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında olay tarihinde bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1. maddesine göre öngörülen zamanaşımı süresi fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda on yıldır. Dosya kapsamına göre; davacı sadece sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak çek karnesi düzenlenmesi sebebiyle değil, ayrıca davalı bankanın bu sahte kimliğe dayalı olarak düzenlenen ve sahte olduğu anlaşılan çek yaprakları bedelinin ödenmesi talebine ilişkin 25/07/2012 tarihli yazısı nedeniyle de maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Şu halde, son haksız eylem tarihi olan 25/07/2012 itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı açıkça anlaşılmakta olduğundan mahkemece işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

              nın müvekkillerine saldırdığını iddia ederek, olay nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; her iki tarafın da karşılıklı olarak haksız eylemde bulunduklarını ve maddi tazminat taleplerinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalıların yaralama, tehdit ve hakaret eylemleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız eylem ve kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 07/05/2015 gün ve 2014/9021-2015/5840 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacının, davalının hakaret eylemi nedeniyle manevi tazminat istemine yönelik karar düzeltme talebi yönünden; Dava, haksız eylem ve aldatma nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, kısmen kabul kararı verilerek, davalının hakaret ve aldatma eylemleri nedeni ile ayrı ayrı manevi tazminata hükmolunmuştur....

                  Mahkemece, davacı tarafın ıslah dilekçesini verdiği tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle maddi tazminat talebi yönünden ıslah ile arttırılan miktarın zamanaşımı nedeniyle reddiyle 50.000 TL maddi, 20.000,00 TL de manevi tazminat açısından kısmen kabul kararı verilmiştir. Dosya kapsamından; müteahhit olan davacının, davalıların murisi ...’in arsasını 1996 yılında noterde yapılan sözleşme ile satın aldığı, sözleşme tarihinden yaklaşık 7 yıl kadar sonra 2003 yılında ...’in vasisi tarafından satışa konu arsa hakkında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/449 esas sayılı dosyası ile davacı ... aleyhine "ehliyetsizlik ve gabin" hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemenin 2005/432 esas, 2006/12 karar sayılı kararı ile davacının tapudaki işlem tarihinde hukuki ehliyete sahip olduğu gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 1....

                    UYAP Entegrasyonu