Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2020 NUMARASI : 2018/29 ESAS - 2020/22 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Davacılar tarafından davalı aleyhine Aksaray 4....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatDava tarihi : 26.08.2013 Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türünün gerekçeli karar başlığında ''Haksız Tutuklama Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat'' olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı olmadığından davanın reddine dair verilen 11/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Davalı, zamanaşımı def’ini ileri sürerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur, Mahkemece, kararın gerekçe kısmında ceza mahkemesince verilen kararın kesinleştiği 20/06/2007 tarihinden itibaren haksız fiillerde dava açma süresi olan 1 yıllık süre ve olayın olduğu 09/03/2003 tarihinden itibaren 10 yıllık süre de geçtikten sonra 17/12/2013 tarihinde dava açıldığı, kararın hüküm kısmında ise dava tarihinin 17/12/2013 ve olayla ilgili ceza davasının kesinleşme tarihinin 20/06/2007 olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 60/2. maddesinde (6098 sayılı TBK m. 72) haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir....

        Kural olarak her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre sonuçlandırılması gerekmesine göre maddi tazminatın belirlenmesinde haksız rekabet fiilinin başladığı tarih ile dava tarihine kadar olan dönemde davacının, davalının haksız rekabet fiili nedeniyle uğradığı kazanç kaybının belirlenmesi zorunludur. Bu durum karşısında, davalı şirket vekilinin raporlara yönelik itirazları da dikkate alınıp, davacının, uyuşmazlık konusu dönem itibariyle davalının haksız rekabeti nedeniyle uğradığı kazanç kaybının tespiti ile bulunan meblağın maddi tazminat olarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde dava tarihini dahi geçip ileriye yönelik 3 yıllık süreyi kapsayacak şekilde hesaplanan meblağın maddi tazminat olarak hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Davalı karşı davacı ..., olayı başlatanın ... olduğunu, diğer davacıların da kavgaya karıştığını ve ağır tahrik altında kaldığını, ...’ın değnekle vurması sonucu kendisinin de kafasından yaralandığını, hayati tehlike geçirdiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Asıl davada davacıların dava dilekçesinde hem desteklerinin (murislerinin) ölümü nedeniyle hem de kendilerinin yaralanmaları nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmalarına karşın davacılara ayrı ayrı desteklerinin ölümü nedeniyle ne kadar, kendilerinin yaralanmaları nedeniyle ne kadar tazminat isteminde bulundukları açıklattırılıp, buna göre manevi tazminat miktarları değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken hükümde gösterildiği şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır....

            tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacılar lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

              Mahkemece, KTK 109. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar" şeklinde düzenlenme bulunduğu, davacının iddia ettiği olayın 2010 yılında gerçekleştiği, Karayolları Trafik Kanunu'nun 109. maddesi uyarınca dava tarihi itibarıyla zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinin 1. fıkrasında; haksız fiil nedeniyle tazminat davasının, zararın ve failinin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir....

                KARŞI OY YAZISI Dava haksız şikayet ve el koyma nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı davalı ile 2004 yılına kadar ticari ilişkisi olduğunu, bu ilişki nedeniyle davalı firmanın ithal ettiği... marka gözlükleri mağazasında sattığını, 2004 yılından sonra ise ticari ilişkiyi sona erdirerek başka marka gözlüklerin satışını yaptığını davalının bu durumu sindiremediğinden, haklarında Antalya Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak markaların korunması hakkındaki KHK'ye aykırı davandığını iddai ettiğini, Sulh Ceza Mahkemesinde aldığı kararla iş yerine gelerek, bir kısım gözlüklerin taklit ürün olduğu gerekçesiyle el konulduğunu, daha sonra alınan bilirkişi raporunda gözlüklerin Orijinal olduğunun ortaya çıktığını ve ceza mahkemesinde açılan davanın beraatle sonuçlandığını belirterek haksız şikayet ve haksız el koyma (zabtetme) nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                  Somut olayda, manevi tazminat isteminin tamamen reddine karar verilmiş olmasına göre Tarifenin 10/3. maddesi uyarınca Tarifenin 2. kısmının 2. bölümüne göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gibi yine aynı maddenin son fıkrası uyarınca manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedilmesi gerekmektedir.Bu durumda mahkemece, haksız rekabetin tespiti isteminin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife uyarınca 1.320,00 TL maktu vekalet ücreti, maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle 2.113,20 TL nispi vekalet ücreti ile manevi tazminat isteminin reddi nedeniyle de 1.320,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere davacının toplam 4.753,20 TL vekalet ücreti ile sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde 7.458,80 vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin...

                    UYAP Entegrasyonu