Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

    Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

      A.Ş.’ne devretmesine dayandığı, bu hususun dosya kapsamındaki deliller ile anlaşıldığı gibi, tarafların da kabulünde olduğu, diğer yandan hisse senetlerine dayanan borçtan dolayı İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesi gönderilemeyecek olması nedeniyle söz konusu birinci haciz ihbarnamesinin geçersiz olmasına göre, haciz ihbarnamesine bağlanan sonuçlar doğmayacak olup, atılı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun unsurları oluşmadığından sonuç itibariyle doğru olan tazminat talebinin reddi kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 17/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        ın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, B-Sanık hakkında "Kimliği hakkında yalan beyanda bulunma" suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 343/2. maddesinde tanımlanan suçun aynı Yasanın 102/4.maddesine göre 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine bağlı olup sanığın hükümlülüğüne karar verildiği 14.03.2006 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadan bu sürenin geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, ...'...

          savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA, 3-Sanık ... hakkında görevli memura mukavemet ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde: Sanığa yüklenen ve 765 sayılı TCK'nın 343/2, 260. maddelerine uyan suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 07.08.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından verilen beraat hükümleri katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in ... 80 Ada, 1/79 sıra ve 3 kütük no'da bulunan arsanın sahipleri oldukları, müteveffa sanık ... 'nin ...'den bu arsanın satılacağını öğrendiği ve katılanlar ile irtibata geçerek .... Noterliğinden 06/02/2006 tarih ve 2006/3397 yevmiye nolu vekaletnameyi işlemlerde kullanmak üzere aldığı, bu vekaletin genel iş takibi için verildiği, müteveffa sanık ...'in bu vekaletnamelere istinaden Bakırköy 31. Noterliğine sahte belgelerle 06/04/2006 tarih ve 2006/8701, 8702 numaralı vekaletnameleri hazırladığı, müteveffa sanık ...'...

              Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği, prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olup, tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin borçlu şirket yetkililerinin cezai yönden sorumlu olmamaları nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, 3.şahıs sanıklar açısından Birinci Haciz İhbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve muaccel alacağın bulunmadığı anlaşılmakla, gerekçesi yanlış fakat sonucu itibariyle doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA, 09.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                karşılığıdır. 765 sayılı TCK'nun 343/2. maddesindeki nitelikli hallere yeni yasada yer verilmemiş, yalnızca 'yalan beyanda bulunma' deyimine yer verilmiştir....

                  nın nüfusa kaydı sırasında anne adını ....., baba adını da ..... olarak bildirmek suretiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin iddia olunan olayda; sanığın eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soybağı konusundaki...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanığın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Hakkında arama kararı olduğu için gerçek kimlik bilgilerini gizlemek isteyen sanığın, teyzesinin oğlunun ismini ve bu şahsa ait TC kimlik numarasını kendi kimlik bilgileri olarak bildirmesi şeklindeki eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu...

                      UYAP Entegrasyonu