Kanunu 40/1. maddesi gereğince, yaptırıma bağlanan kabahat niteliğinde bulunduğu gözönüne alındığında; Sanık hakkında bu olay nedeniyle bir soruşturma yapılmadığı, daha önce yapılan soruşturma ve kovuşturmayı engelleme durumu da söz konusu olmadığından TCK. 268. maddede tanımlanan, Kamu görevlilerine karşı yalan beyanda bulunma suçu açısından ise yalan beyana rağmen görevlilerce resmi belge düzenlenmediğinden TCK. 206. maddede tanımlanan suçların yasal unsurlarının oluşmayacağı, Sanığın eyleminin Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesindeki tanımlanan kabahati oluşturacağı gözetilmeksizin kararda yazıldığı şekilde 2 kez Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Değişen suç vasfına göre sanığa yüklenen “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 25.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi...
Hastanesi’ne gelip kendisini abisi... olarak tanıtıp hastaneye yatış yaptığı bu şekilde üzerine atılı resmi belgesi düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın tüm aşamalarda “bizzat kendisinin giderek diğer sanık doktorlara muayene olduğuna” ilişkin istikrarlı savunmaları ile üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmaksızın suçta kullanılan abisine ait sağlık karnesinin başkasına ait olduğunun görevlilerce basit bir denetim sonucunda kolaylıkla tespit edilmesinin mümkün olduğu, sanığın eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, ayrıca siroz hastası olan sanığın ağır ve muhakkak bir tehlikeden korumak amacıyla, başkasına ait sağlık karnesini kullandığının anlaşılması karşısında, unsurları itibariyle oluşmayan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan bu gerekçeyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1) Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2) Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, İcra dosyasından borçluya gönderilen ödeme emrinin 18.06.2008 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına istinaden gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 11.06.2008 tarihinde verilen cevabının gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2020/78 ESAS, 2021/342 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan Beyanda Bulunma KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı müşteki vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla dava dışı borçlu Sancak Petrol Madencilik Tic. Ltd. Şti hakkında İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün 2013/8327 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle davalı 3.şahıs Bayraklı Denim Tekstil Turizm İnş. San ve Tic. Ltd....
Adliyesi’ne giriş yaptığı sırada, kapıdaki polis memurlarına amcasının oğlu olan ... ismini verdiği, bu isimle yapılan sorguda şahsın yakalamasının olduğunun anlaşılması üzerine sanığın gerçek kimlik bilgilerini söylediği olayda, yakalama tutanağının sanığın gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması ve ... adına düzenlenmiş bir belge bulunmaması nedeniyle TCK'nin 206/1. maddesinde tanımlanan “resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyanda bulunma” suçunun oluşmadığı; sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan mahkûmiyete hükmolunması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı...
Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme karşı yapılan temyiz isteminin incelemesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme karşı yapılan temyiz isteminin incelemesinde; 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret,geceleyin konut drokunulmazlığını ihlal, tehdit, kasten yaralama, yalan tanıklık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklara atılı hakaret, konut dokunulmazlığını ihlal, kasten yaralama, tehdit, yalan beyanda bulunma, yalancı tanıklık suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesine göre hesaplanan 5 yıllık asli zamanaşımının sanıklar ..., ..., ..., ... , ...'ın sorgusunun yapılıp savunmalarının alındığı 04/11/2003 tarihi ile inceleme tarihi, sanıklar ..., ..., ...'ın sorgusunun yapılıp savunmalarının alındığı 13/07/2004 tarihi ile inceleme tarihi, sanık ...'ın sorgusunun yapılıp savunmasının alındığı 04/07/2005 tarihi ile inceleme tarihi, sanık ...'...
ile kurumun kendisine bildirilen işyerlerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması karşısında, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından kurulan beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan; ceza tayinine yer olmadığına, sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan; mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay tarihinde sanık ...'ün, sağlık güvencesi olmayan eşi sanık ...'ü Turgutlu Devlet Hastanesinde diger sanık ...'...