HUKUK DAİRESİ Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı iş iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, davalı ile davacı arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesinden kaynaklanan borcunu davalının ayıplı ifa etmesi nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini talebine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında ----- tarihli ------ sözleşmesi uyarınca davalı, ------- üstlenmiştir. Bilirkişi raporunda davalının ---------- nitelikleri ------ ve ayrıca üzerlerindeki---------- ----- sahip olmayan ------ temin ----- edilmesi karşısında davalının, sözleşmeden kaynaklanan işi ayıplı yaptığı ----- kaynaklanan borcunu ayıplı ifa ettiği anlaşılmıştır. TBK.md.471/f.1 hükmüne göre, davalı/----------------- ifa ettiği işi -------- etmekle yükümlü olup, kullandığı ---- davranmakla yükümlüdür. Davalı --------- ---------satın alıp kullanmakla özensiz davranmış olup ayrıca basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünü de ihlal etmiştir....
Maddesi şeklinde düzenmiş olduğu, istinafa konu davada müvekkil tazminat isteme hakkı ile davalı kurum eser sözleşmesindeki yükümlülüklerine aykırı davranması bakımından ağır kusurlu bulunabileceğini, söz konusu ayıplı ifa sonucu işsahibinin ve dolayısıyla müvekkilin TBK'ya göre seçimlik hakları doğduğunu, eser sözleşmesinde ayıplı ifa durumunda iş sahibinin açacağı davalarda zamanaşımı özel olarak TBK. 478....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Merzifon 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/98 esas, 2021/556 karar sayılı dava dosyasında verilen dava alacak (eser sözleşmesinden kaynaklanan) , birleşen dava itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe) talebinin reddine karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; alacak (eser sözleşmesinden kaynaklanan), birleşen dava itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Asıl Davanın REDDİNE, -Birleşen Davanın REDDİNE, " karar verilmiştir....
Somut olayda, davacının alacağının açık hesaba dayalı olması, taraflar arasında birden fazla eser sözleşmesi niteliğinde ilişkinin bulunması, her ne kadar ispatlanamasa da davalının ayıplı ifa iddiasında bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olmadığı kabul edilmiş ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davalı da tazminat isteminde bulunmuş ise de takibin kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle "...Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 56.679,74 TL asıl alacağın davalıdan tahsili yönüyle devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine..." karar verilmiştir....
Somut olayda, davacının alacağının açık hesaba dayalı olması, taraflar arasında birden fazla eser sözleşmesi niteliğinde ilişkinin bulunması, her ne kadar ispatlanamasa da davalının ayıplı ifa iddiasında bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olmadığı kabul edilmiş ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davalı da tazminat isteminde bulunmuş ise de takibin kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle "...Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2262 E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 56.679,74 TL asıl alacağın davalıdan tahsili yönüyle devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine..." karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı işlerin giderilme bedeli ile fazla ödemenin istirdadı nedenine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı dava konusu icra takibini İzmir’de başlatmıştır. Davalı borçlu ise yasal süresi içerisinde bildirdiği itirazları arasında icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek takibin kendi yasal yerleşim yeri ve işin ifa edildiği Aydın’da başlatılması gerektiğini ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa sebebi ile sözleşmenin feshi, iş bedelinin iadesi ve üretim kaybı alacağın tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemenin yetkisizliğe dair verdiği karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda HUMK’nın 9. maddesindeki genel yetki kuralı uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabileceği gibi, aynı Kanunun 10. maddesine göre akdin ifa yeri ya da 22. madde gereğince yazılı sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde de dava açılabilir....
Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Maddesinin uygulama imkanı olmadığı -------istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir ----- Mahkememizce yapılan değerlendirmede, taraflarca vakıalar ileri sürüldükten sonra vakıanın hukuki nitelendirmesinin hakimin görevi olduğu, bu sebeple davanın belirtildiği gibi eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle açılmış tazminat davası olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinde haksız fiile değil, taraflar arasında servis/bakım hizmetine dair sözlü akdedilmiş, niteliği eser sözleşmesi olan hukuki işleme (sözleşmeye) dayanıldığı, bu sebeple yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri ve istinaf ilamı dikkate alındığında yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer (yerine getirildiği yer) veya yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yer olacağı, taraflar arasında herhangi bir yetki sözleşmesi bulunmadığı, bu sebeple davalının yerleşim yeri veya sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemelerinden birinin yetkili olacağı, bu yerlerin her ikisinin de ----- olduğu, yetki...