Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan delillerden, 05/09/2019 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası sonucu yaralanarak geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 6.062,73 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 75.944,78 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 482.007,51 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin tespit olunan zararın tamamından, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulüne dair aşağıdaki hükmün tesisi uygun görülmüş olup, iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderleri davalıya yükletilmiş, davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat tutarı nazara alınarak vekalet ücreti takdir olunmuştur....

    Taraflar arasındaki ihtilaf; dava dışı müteveffa ... ile davacı banka arasında imzalanan bireysel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı müteveffaya kredi tahsis edilip edilmediği, bu kredinin geri ödemesinin yapılıp yapılmadığı, davacı bankanın müteveffadan alacaklı olup olmadığı, varsa alacak tutarının ne kadar olduğu, davacı bankanın 06/05/2020 tarihli Hayat Sigortası Poliçesinde dain mürtehin sıfatıyla yer alması karşısında ölüm tazminatının davacıya verilmesinin gerekip gerekmediği, müteveffanın beyan yükümlülüğünü ihlal edip etmediği, rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı ile uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olup olmadığı hususlarından ibarettir. 06/05/2020 tarihli Hayat Sigortası Poliçesinde, dava dışı müteveffa ...'in sigortalı, davalının sigortacı, davacının ise dain mürtehin olarak yer aldığı, poliçe vadesinin 06/05/2020-25/04/2023 olduğu, dava dışı ...'...

      İşletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir işyeri veya işyerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı işkoluna giren işyeri veya işyerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise; devralınan işyeri veya işyerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Devralan işverenin işyeri ya da işyerlerinde uygulanan bir toplu iş sözleşmesi yok ise; devralınan işyerinde yürürlükteki toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder (6356 sayılı Kanun m. 38). Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere toplu iş sözleşmesi niteliği gereği kamu düzeninden olup, bireysel iş sözleşmelerinden farklı olarak sözleşmeye taraf olmayanları da bağlar....

        Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 26.02.2019 tarih ve 15289- 754 karar sayılı raporunda; sigortalı ile Ziraat Emeklilik AŞ arasında imzalanan 23/12/2015 başlangıç tarihli hayat sigortası sözleşmesinde kişi tarafından beyan edilen sağlık bildiriminde herhangi bir hastalık bildiriminde bulunulmamış olmakla birlikte, dosya kapsamındaki tıbbi belgelerden 23.12.2015 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi sonrasında kişide 02/06/2016 tarihli klinik patoloji raporu ile akciğer kanseri tanısının konulmuş olduğunu, ancak ölüm sebebi ve mekanizması bilinemediğinden mevcut tanısı konulan hastalığın ölüm olayında etkisi ve katkısı bulunup bulunamadığının değerlendirilemediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasında 23.12.2015 başlangıç tarihli sigorta sözleşmesi sonrasında 05.10.2016- 05.10.2020 dönemini kapsar grup hayat sigortası sertifikası düzenlenmiştir....

        Davacıların iddiası, murislerinin yaptırmış olduğu hayat sigortası sözleşmesine dayanmaktadır. Davacılar murislerinin kullandığı kredi nedeniyle davalı T8'ye hayat sigortası yaptırdığını, sigorta sözleşmesi devam ederken rizikonun gerçekleştiğini ve murislerinin vefat ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır....

        Hayat sigortası sözleşmesi, belli bir kişinin ölümü veya hayatta kalması halinde sigorta şirketinin lehtar olarak belirlenen kimseye sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ödemesi esasına dayanmaktadır. Krediye bağlı hayat sigortası sözleşmesi ise, kredi alanın ölümü halinde bakiye kredi borcunun ödenmesini teminat altına alan özel bir hayat sigortası türüdür. Sözleşmenin kredi kuruluşu veya kredi borçlusu tarafından akdedilmesi önem taşımaksızın her iki halde de, “sigortalı” sıfatı kredi borçlusuna; “lehtar” sıfatı ise kredi kuruluşuna ait olmakta ve uygulamada, her iki ihtimalde de, prim borcu ek bir kredi sözleşmesi ile kredi borçlusundan tahsil edilmektedir....

        Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı, 1.483.03 TL üzerinden harç yatırarak, ... kredi kartı talebinde bulunduğunu, istemediği halde '....’ için kendisini ikna ettiklerini, poliçeye ilişkin primlerin kredi kartından ödendiğini, daha sonra primleri kredi kartından karşılayamayacağını anlayıp kredi kartı hesabını kapattığını, ödemeleri durdurduktan sonra da bireysel sağlık sigortasını iptal ettirdiğini, 2011-2013 dönemleri itibariyle ‘... Sigortası’ poliçe bedeli olarak ..., ... adına düzenlenen poliçeler dolayısıyla ödediği 1.483.03 TL toplam prim tutarının iadesini ve manevi yönden zarara uğradığı iddiasıyla da tazminat talebinde bulunduğunu, 09.07.2014 tarihli dilekçesi ile ......

          Grup Sağlık Sigortası; "Sigorta ettiren tüzel kişilik ile, bordro, öğrencilik, üyelik gibi ilişkisi olan kişilerin toplu olarak sigortalandığı personel/eş/çocuktan oluşan özel sağlık sigortası türü" olarak tanımlanmaktadır. Yani yasal zorunluluğa tabi olmayıp isteğe bağlı olarak yapılan bir özel sigorta olup; bu konuda karar almak yetkisinin yukarıda yer verilen hükümler uyarınca Kongreye ait olduğu açıktır. Olayda; 10 yıldan az süreli çalışan noterlerin, grup sağlık sigortası primlerinin Birlik tarafından ödenmemesi yönündeki dava konusu Kongre kararının 09.06.2012 tarihli olduğu ve UYAP üzerinden yapılan sorgulamadan ve tarafların açıklamalarından bugüne kadar da dava konusu edilmediği görülmektedir. Bu durumda; isteğe bağlı olarak davalı idare tarafından yapılan "grup sağlık sigortası" primlerinin Birlik tarafından ödenmesinde, emekli olanlarda 10 yıl hizmet süresinin esas alınması idarenin takdirinde olup; hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılması sonucunda davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müteveffa ...'ın 22/01/2009 ihtiyaç kredisi kullandığını ve bu krediye istinaden davalı tarafından kendisine kredi hayat sigortası yapıldığını, banka kredisinin ilk taksidi ve ikinci taksidi müteveffa tarafından ödendikten sonra 06/04/2009 tarihinde ani kalp krizi sonucu vefat ettiğini, belirterek 11.000 TL poliçe teminat miktarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı tarafından tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar murisi ......

              Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından sunulan bireysel iş sözleşmesinin 7. maddesinde "...İş bu sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %5 fazlası üzerinden günlük ödeme yapılır..." şeklinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Ancak dosya kapsamında davalı tarafından sunulan bireyselsözleşmesi bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı ile davalı arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin dosyaya kazandırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan gerekçelerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1(a)6 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu