MAHKEME: "......öncelikle ayıplı olan aracın misli ile değiştirilmesi ya da ayıpların giderilmesi ile araçtaki değer kaybının tespitini talep etmiş, bu hali ile davanın konusunun, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı hususunda toplandığı görülmüş, davalı taraflarca davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de, aracın en son 19/12/2017 tarihinde arıza nedeni ile servise gittiği, davanın 28/12/2018 tarihine açıldığı bu şekilde dava zaman aşımı süresinin geçmediği, davalıların bu konudaki itirazlarının yerinde olmadığı, aracın ayıplı olup olmadığının tespiti için araç üzerinde bilirkişi marifeti ile keşif yapılmış, bilirkişi rapor ve ek raporunda özetle araçtaki sürücü koltuğunundaki arızanın giderilmediği ve bu nedenle sürücünün koltuk konforunun sağlanamadığı ve koltuktan beklenen faydanın sağlanamadığı gerekçesi ile sürücü koltuğunun ayıplı olduğunu, arka taraftan ve el freninden gelen seslerin ise yol şartlarından ve sürücünün kullanım şartlarına bağlı...
Mahkememizce uyuşmazlığa konu araç üzerinde üç kişilik teknik bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak rapor alınmış, alınan raporda; uyuşmazlığa konu araçtaki yağ eksiltme probleminin üretimden kaynaklı olduğu ve aracın gizli ayıplı mal kapsamında değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi uyarınca ticari satışlarda; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme soncunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, TBK'nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. TBK'nun 223. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır....
karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 3-Davacılar ...., .... ve ......' ın maddi tazminat istemleri bulunmamasına rağmen mahkemece bu davacılar yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine yönelik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunun hükme esas almaya elverişli olduğu, rapora göre davaya konu telefonun sim kart okuma devresinden yani donanımsal üzerimden kaynaklı ayıplı olduğu, kullanıcı hatası bulunmadığı, cihazın açık ayıplı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı ------ ayıplı ürünün satıcısı olup, BK 96. maddesine göre ayıp ihbarına gerek olmadan genel hükümlere göre davacının uğradığı zarardan sorumludur. Davalı ------ Şirketi; ayıplı ürünün satıcısı olup, BK 96. maddesine göre ayıp ihbarına gerek olmadan genel hükümlere göre davacının uğradığı raporda ve aşağıda belirtilen zararını ödemek zorunda olduğu ve böylece davacının likit alacağı için süresinde açtığı davanın kabulüne ve dava konusu telefonun davalı tarafa iadesine -------, karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
-Davanın KISMEN KABULÜ ile;-Manevi tazminat talebi yönüyle açılan davanın REDDİNE, -Maddi tazminat yönüyle açılan davanın KABULÜ ile; 90.000,00 TL araçtaki değer kaybı tazminatı ile 7.000 TL araç mahrumiyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı T3 vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru ve istinafa cevap dilekçelerinde özetle;Yerel mahkeme tarafından maddi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verildiğini, bu hususta karara bir diyeceklerinin bulunmadığını, ancak davacı müvekkilin 5.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiğini ....
Limited Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yasal süresi içerisinde açılmayan davaya istinaden zamanaşımı süresi dolduğu cihetiyle esasa girmeden davanın usulden reddi gerekmekte olup mahkemece mezkur dava muhteviyatında -asla kabul manasına gelmemek kaydıyla, bir an dahi araçların ayıplı olduğu varsayıldığında- ayıplı üretimden doğan zararının giderilmesinde üretici diğer davalıya zarar tazmini noktasında sorumluluk yükletmeksizin, yalnızca davalı/satıcı davalı ...şirketin sorumluluğunun bulunduğuna yönelik hüküm tesis edilmesi hukuken hatalı olduğunu, araçların üretimden kaynaklı ayıplı olduğu tespitiyle doğan arızalardan kaynaklı kazanç kaybı zararının tazmini talepli davada, yalnızca aracın satışını gerçekleştiren ve hiçbir kusurun isnat edilemeyeceği, zira ayıbın varlığından haberi dahi olmayan ve "hayatın olağan akışı gereği" olması beklenemeyecek satıcının TBK'nın amir hükmü gereğince zarar tazmininden sorumlu tutulmaması gerektiğini, hiç şüphesiz araçlarda ayıplı üretim...
Şahsa satılan telefonun üretimden kaynaklı ayıplı olması nedeniyle davacının 3....
Ayıplı maldan dolayı müvekkilin uğradığı zarardan davalılar sorumludur ve müvekkilin seçimlik haklarını kullanmak adına iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu belirterek açıklanan nedenlerle ayıplı malın ayıpsız misliyle değişimine, değişim mümkün olmadığı takdirde mümkün olmadığı takdirde makina bedelinin (15.000- TL) yasal faiziyle ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
K A R A R Davacı, 03.06.2013 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, dava konusu aracın ... süresi içinde bir çok kez arızalandığını ve bu nedenle de maldan beklenen faydanın elde edilemediğini, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değişimine bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin iptali için ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ilk derece yargılama makamına sunmuş olduğu yanıt dilekçesi ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. İlk derece yargılama makamınca, davanın kabulüne karar verilmiş; davalınn istinaf talebi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince incelenerek, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, toplanan delillere göre davaya konu aracın açık biçimde hukuken ayıplı olduğu dolayısıyla zapta değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekeceği, ayıp nedeniyle davacının satın aldığı araca kendisinin herhangi bir kusuru olmaksızın kamu gücüyle el konulup tasarruf hakkının kısıtlandığı, satın alan davacı açısından maldan elde edeceği faydanın menkule resmi makamlarca kamu gücüne dayanılarak el konulması tarihinde ortadan kalktığının kabulü gerektiği ve böylece ortaya çıkan hukuki ayıptan satıcının ayıba karşı tekeffülüne ilişkin hükümlere göre davalı satıcının sorumlu olduğu, hukuki ayıbın ortaya çıkmasında davalının kusurlu olup olmadığının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....