Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a-Davacının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eylem 15/01/2002 günü gerçekleşmiş, davacı idare ise daha sonra alınan 16/10/2002 ve 12/02/2004 tarihli Nakdi Tazminat Komisyonu kararları ile 2330 sayılı Yasa gereğince yaralanana nakdi tazminat ödemiştir. Haksız eylem nedeniyle oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, haksız eylem sorumlusunun sorumlu tutulacağı tazminat tutarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde yaralanan görevlilere ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı haksız eylem sorumlusuna rücu edilemez. Davacı idarenin, haksız eylem sorumlusundan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat tutarından haksız eylem sorumlusunun sorumlu tutulmasını gerektirmez....

    nakdi tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalıdan alınması istemine ilişkindir....

      A.Ş. ve diğerleri aleyhine 06/11/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 10/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, hükmün temyiz edilerek Yargıtay'a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu 21.04.2017 havale tarihli dilekçesiyle kararı temyiz etmekten feragat ettiğini bildirmiştir. Kararı temyiz eden davacının temyizden feragat etmiş bulunduğu anlaşıldığından temyiz dilekçesinin reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/10/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalının kendisine küfür ve ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu belirterek manevi tazminat istemiştir. Davalı yargılamaya katılmamış ve cevap vermemiştir....

          Kanun gereğince ödenen tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir....

            Orman İşletme Şefliği vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/10/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde incelenmesi gerekli görülen ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/124 esas sayılı dosyasının mahkemesinden istenerek gönderilmesi için geri çevirme kararı verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Dosyanın yukarıda gösterilen şekilde işlem yapılmak üzere GERİ ÇEVRİLMESİNE 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Dosya içeriğinden, davalının eyleminin 765 sayılı TCK’nun 452/1 maddesinde düzenlenen yaralama kastının aşılması suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu, haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, dava konusu haksız eylem tarihi ile dava tarihi birlikte gözetildiğinde, eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nda öngörülen 1 ve 10 yıllık ve 765 sayılı TCK’nda öngörülen 10 yıllık uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır....

                aleyhine 02/11/2012 gününde verilen dilekçe ile 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından hükmün faiz başlangıcı yönünden istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davanın dayanağı haksız eylem olduğundan ve davacı kurum olay tarihinden itibaren faiz talep ettiğinden, tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru değildir....

                  Anılan Yasa hükümlerine göre, birden fazla kişi tarafından işlenen haksız eylem nedeniyle açılan tazminat davalarında davalılar için ortak yetkili mahkeme; haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir. Haksız eylemden doğan tazminat davalarında davacıya yetkili mahkeme konusunda seçimlik hak tanıyan HMK’nın 16. maddesi karşısında, bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK’nın 7/1. maddesi gereğince haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinin tüm davalılar için kesin yetkili olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Eldeki davada ise dosya içeriğinden, davalıların yerleşim yeri ve iddia edilen haksız eylemin gerçekleştiği yerin Sinop ili olduğu, davacıların yerleşim yerinin Küçükçekmece olduğu anlaşılmaktadır....

                    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı haksız eylem faili, ortaya çıkan zarardan sorumludur. Dava dışı haksız eylem sorumluları aleyhine tazminata hükmedilmiş olması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Mahkemece dava dışı müteselsil sorumlulara karşı aynı mahkemede açıldığı tespit edilen 2014/453, 454, 455, 457 esas sayılı dosyalar getirtilip değerlendirilerek neticesine göre karar verilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu