Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/02/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi; birleşen davada ise davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/02/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davalı ... yönünden davasının kısmen kabulüne, davacının diğer davalılara yönelik davası ile maddi tazminat talebinin reddine dair verilen 15/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

    Maddi tazminat isteğinin ıslah yolu ile artırılması yeni bir dava niteliğinde olduğundan zamanaşımına ilişkin süreler yönünden ıslah tarihi esas alınmalıdır. Borçlar Yasası'nın 60/1. maddesi gereğince haksız eylem nedeniyle açılacak tazminat davaları bir yıllık zamanaşımına tabidir. Ne var ki, aynı Yasanın 60/2. maddesine göre, davalının bedensel zarara yol açan eyleminin suç teşkil etmesi durumunda (uzamış) ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Bu durumda, Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi ve Türk Ceza Yasası'nın 102/4. maddesi uyarınca olayda uygulaması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davacı, yargılama sırasında 21.08.2006 tarihinde ıslah yolu ile maddi tazminat talebini arttırmıştır.Somut olayın 21.08.2004 gününde meydana gelmiş olmasına ve ıslah dilekçesi ile ek davanın 21.12.2010 gününde açılmış bulunmasına göre bu tarihte beş yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi dolmuştur....

      İhtiyaç nedeniyle tahliye edilen taşınmazın, 6570 sayılı Yasa'da öngörülen süreden önce yeniden kiraya verilmesi nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunulmuş olup; Yasa'da suç olarak düzenlenen eylem nedeniyle zarar görenin açtığı davanın esasının incelenmesi gerekir. Mahkemece, yetersiz ve yanılgılı gerekçeler ile istemin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 20/11/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden esastan reddine dair verilen 24/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet ve haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin ......

          Asıl davada davacı ..., davalılardan ...’in kendisiyle evliyken, diğer davalı ... ile evlilik dışı ilişki kurması, davalı ...’nin de ...’in evli olduğunu bilerek ...’in sadakatsizlik eylemine katılması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkeme, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar vermiştir. Davacı ... ile davalı ... arasında görülen boşanma davasında; kocanın evlilik dışı ilişkiye girmesinin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin kabulü ile davacı yararına 8.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Boşanma dosyası kapsamı itibarı ile sadakatsizlik olgusu sabit olmuştur. Bu sebeple mahkemenin asıl davaya yönelik ret gerekçesi yerinde değildir. Boşanma davasında davacı ... lehine, eldeki tazminat davasına konu haksız eylem nedeniyle manevi tazminata hükmedilmiştir....

            Diğer bir anlatımla bir kamu kurumu tarafından bir tesis yapılması sırasında başkalarının malına kamu kurumunun el atma ve zarar verme hakkı bulunmadığı gibi plan ve projelere bu yönde düzenleme de konulamayacağından üçüncü kişiye verilen zarar nedeniyle açılan dava, haksız eylemden doğan tazminat davası niteliğindedir. Davalının kamu hizmeti çalışması yapıyor olması, üçüncü kişiye zarar verilmesi eyleminin haksız eylem niteliğini değiştirmez. Bu tür haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarının ise adli yargı yerinde incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir. İşin esası incelenerek varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece idari yargının görevli bulunduğuna karar verilmesi bozma nedenidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı ..., tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki muhtesat kaydının terkinini talep etmiş, birleşen davada da davacı ... muhtesatın haksız olarak yıkıldığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece belirtme terkin istemi reddedilmiş, birleşen davadaki tazminat istemi ise kısmen kabul edilmiştir. Hüküm tazminat isteminin kısmen kabulü nedeniyle tazminat davası davacısı tarafından temyiz edilmiş olup, istemin dayanağını da haksız eylem iddiası oluşturduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Bu durumda olanların zararları ile haksız eylem arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğundan, yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kalma söz konusudur. Kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. .../... -2- Somut olayda, davacılardan Mine'nin’ın kocası olan davacı ...'...

                  Davacının nakdi tazminat ödemesini gerektiren haksız eylem 14.05.2006 gününde gerçekleşmiş, davacı idare ise 13.01.2009 günlü karar ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yasa gereğince yaralanan görevliye nakdi tazminat ödemiştir. Haksız eylem nedeniyle oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarı da olay günündeki verilere göre belirlenmelidir. 2330 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıya rücu edilemez. Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi artan tazminat miktarından davalının sorumlu tutulmasını gerektirmez. Şu durumda, davalının sorumluluğu olay günündeki verilere ve bu bağlamda olay o günkü katsayılara göre belirlenmelidir....

                    tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 15/04/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar ... vekili ile ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalıların birlikte gerçekleştirdikleri sahtecilik ve dolandırıcılık eylemleri nedeniyle manevi açıdan yıprandığını beyan ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu