Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un malvarlığında oluşan bir zarar söz konusu olmadığını bilakis tasfiye memurluğu süresince malvarlığım zarara uğramış durumda olduğunu, ... ise şimdi kendi şirketinin kamu borçlarını ödediğini söylediğini zarara uğradığını beyan ettiğini, bu ödemeyi yapmış olması bir zarar olmadığını, dolayısıyla bu borcun ... tarafından ödenmiş olması bir zarar olmadığını aleyhine haksız bir şekilde açıldığını ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir. DAVA: Dava, tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan tazminat alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir....

    İlk derece mahkemesinin bu yöne ilişkin kararı isabetlidir.Davalı tasfiye memuru yönünden ise ilk derece mahkemesi, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. HMK'nın 332. maddesi uyarınca, yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yani, yargılama giderlerinin hüküm altına alınabilmesi için tarafların talepte bulunmuş olmalarına gerek yoktur. HMK'nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davalı, HMK'nın 312.maddesi gereğince davayı ilk duruşmadan önce kabul etmemiştir. Tasfiyenin kapatılabilmesi için, tüm tasfiye işlemlerinin tamamlanmış olması, tüm borçların ödenmiş olması gerekir. Şirket çalışanlarının iş hukukundan kaynaklanan ödemelerinin yapılmadan tasfiyenin kapatılması nedeniyle tasfiye memurunun kusurlu olduğu ve iş bu ihya davasının açılmasına sebebiyet verdiği açıktır....

      Somut olayda; -----dosyasının incelenmesi üzerine; tasfiye halindeki şirket aleyhine açılan davada şirketin ihyasının zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, şirketi temsil etmek üzere son tasfiye memuru davalı --- tayin edilmiştir. Davalı ---- yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun dava ve icra takibinin varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin ---- terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı ---- yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur. Davalı-----işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir....

        İcra Dairesinin ... sayılı icra takip dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın ve icra takibinin sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden TESCİLİNE, Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memuru olan ... TC nolu ...’nin atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

          Ltd.Şti.nin 10.5.1994 günlü, 9-10 sayılı ortaklar kurulu kararıyla tasfiyesine karar verildiği, tasfiyenin sona ermesi üzerine 3.8.1995 günlü, 3842 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde şirket kaydının 1.8.1995 tarihinde silindiği hususunun ilan edildiği, tasfiye memurunun 11.8.1995 tarihinde tasfiye sonuç beyannamesini davalı idareye vererek aynı gün, 21688 sayı ile kayda geçen dilekçesiyle 5422 sayılı Yasanın 35.maddesi uyarınca defter ve belgelerin incelenmesini talep ettiği, defter ve belgelerin ibrazının istenilmemesi üzerine 15.10.1995 tarihinde de şirket ortağı ...'e teslim ettiği, 13.9.1995 günlü, 2684 sayılı yazı ile tasfiye muamelelerinin incelenmesinin istenilmesi üzerine defter ve belgelerin ibraz edilmesini öngören 25.4.1997 günlü, 6885 sayılı yazının 7.5.1997 tarihinde tasfiye memuru ...'...

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirttiği Yargıtay kararının taleplerine örnek teşkil edemeyeceği, kararın şirketin feshine ilişkin olduğu, taleplerinin şirketin feshine ilişkin olmayıp, tasfiye halindeki şirkete önceden atanan tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanmasına ilişkin olduğu, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle şirketi temsil edebilecek kimsenin bulunmadığı, bu nedenle şirketin davalı gösterilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve şirkete Hilmi Bostanlı'nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; tasfiye halindeki kollektif şirketin, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

            nden, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde ...Limited Şirketi'nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; şirketin tasfiyesinin 09/09/2015 tarihinde tamamlandığı ve bu tarih itibariyle şirketin sicilden terkin edildiği, tasfiye memurunun davacı ... olduğu anlaşılmıştır. Türkiye Noterler Birliği'nden gelen yazı cevabına göre ihyası talep edilen şirket adına 34 BR 3116 plakalı aracın kayıtlı olduğu ve tasfiye işlemlerinin eksik kaldığı anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu'nun ek tasfiye başlıklı 547. maddesinde " tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler....

              Mahkemece de anılan madde hükmüne göre inceleme yapılmış ve genel kurul yapılamaması nedeniyle organlar oluşamadığı gerekçesiyle isabetli olarak şirketin feshine karar verilmiş ise de, tasfiye memurunun atanması anasözleşme ile genel kurula bırakıldığı gerekçesiyle tasfiye memuru atanmamıştır. Herne kadar şirket anasözleşmesinde, iflastan başka bir sebeple şirketin infisahı halinde tasfiye memurunun genel kurul tarafından atanacağı düzenlenmiş ise de, davaya konu olayda şirketin fesih nedeni, genel kurulun toplanamayıp, organların oluşturulamamasıdır. Dolayısıyla şirketin genel kurulunun toplanamadığından bahisle şirketin feshine karar verilip, tasfiye memurunun atanmasının aynı genel kurulun iradesine bırakılması fesih gerekçesine uymadığı gibi, şirketin içinde bulunduğu çözümsüzlük halinin devamı niteliğinde bir karar olmaktadır....

                Mahkemece de anılan madde hükmüne göre inceleme yapılmış ve genel kurul yapılamaması nedeniyle organlar oluşamadığı gerekçesiyle isabetli olarak şirketin feshine karar verilmiş ise de, tasfiye memurunun atanması anasözleşme ile genel kurula bırakıldığı gerekçesiyle tasfiye memuru atanmamıştır. Herne kadar şirket anasözleşmesinde, iflastan başka bir sebeple şirketin infisahı halinde tasfiye memurunun genel kurul tarafından atanacağı düzenlenmiş ise de, davaya konu olayda şirketin fesih nedeni, genel kurulun toplanamayıp, organların oluşturulamamasıdır. Dolayısıyla şirketin genel kurulunun toplanamadığından bahisle şirketin feshine karar verilip, tasfiye memurunun atanmasının aynı genel kurulun iradesine bırakılması fesih gerekçesine uymadığı gibi, şirketin içinde bulunduğu çözümsüzlük halinin devamı niteliğinde bir karar olmaktadır....

                  SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı tasfiye memurunun sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu