Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. Gerçekten inanç sözleşmelerinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Bu yüzden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalara da 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Burada önemli olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin hangi tarihten başlayacağının saptanmasıdır. Borçlar Kanununun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın muaccel olacağı zamandan başlar ve alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise zamanaşımının bu haberin verildiği günden başlaması gerekir. Somut olayda, zamanaşımının başlangıç tarihi davacının ferağ umudunu yitirmiş olduğu tarihtir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2022 NUMARASI : 2022/243 ESAS DAVA KONUSU : İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; dava konusu bağımsız bölümün inançlı işleme dayalı olarak davalı şirkete devredilmesine karşın daha sonradan davalı tarafça tapusunun iade edilmediği hususunu ileri sürerek inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescile ve tedbire yönelik karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ve tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ve tazminat Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm vekâlet sözleşmesinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 26.01.2022 tarih ve 1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.28.02.2022 (Pzt.)...

          İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; mahkemece, davacı tarafça 5 katlı bir bina yapmak üzere oğlu ...'tan manevi destek ve yardım istendiği ayrıca binanın yapımı için bir miktar paranın da oğlu olan davalıya verildiği, ancak davacının güvenini ve tecrübesizliğini kötüye kullanan davalının ... İli, ......

            Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; davacı ile arsa sahibi arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayalı tapu iptali tescil ve tazminat istemlerine ilişkin olup,kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE,19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı taraf iddialarını "yazılı delil" veya "delil başlangıcı" ile kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde" sair her türlü kanuni delil" ve sonradan bildirilen delil dilekçesinde "yemin" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olup davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmalı, istek bunun sonucuna uygun olarak hükme bağlanmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

                İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacının delil olarak dayandığı 15.05.2010 tarihli satış senedi, davacı ile dava dışı önceki tapu maliki ... arasında düzenlendiğinden HMK’nun 125. maddesi (HUMK’nun 299. maddesi) uyarınca bu davada yazılı delil olamayacağı gibi içeriği itibarı ile delil başlangıcı olarak da değerlendirilemez. Bunun sonucu olarak da tanık sözlerine başvurularak davanın çözümü yoluna gidilemez. Davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline de dayanmamış olduğundan davanın açıklanan nedenlerle reddi gerekirken değinilen bütün bu yönler bir yana bırakılarak ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek istemin yazılı olduğu şekilde hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

                  İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; 19.06.2012 tarihli ve 08584 yevmiye no'lu Kestel Noterliğinde düzenlenen, davalının imzasını taşıyan taahhütnameye göre, inanç sözleşmesine dayalı dava kanıtlanmıştır. Ancak, 5578 sayılı Kanunla değişik 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince davanın kabulü mümkün değildir. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken tapulu taşınmazların haricen satışının geçerli olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de davanın reddi sonucu bakımından doğru olduğundan HUMK’nun 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek belirtilen gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu