ödenmediğinin tespit edildiğini, ticaret mahkemesi kararı ve icra takip dosyasına göre davacının mahkeme ilamına dayalı 2018 tarihi itibariyle alacağının bulunduğu ve icra takibinde bu alacağına kavuşamadığı, bu durumda bir zararının mevcut olduğunu, tasfiye memurunun davacı zararından sorumlu olabilmesi için; A)Davalı tasfiye memurunun davacı alacağından haberdar olması, B)Davalı tasfiye memurunun kusuru ile tasfiyenin tamamlanmış olması, C)Davalı tasfiye memurunun haksız olarak ödediği paraların bulunması, D)Davalı tasfiye memurunun haksız ödemeleri yapmasa idi alacaklının alacağına kavuşmuş olması gerektiğini, Somut olayda davacının alacağını tahsil için mahkemede açtığı davada davalı tasfiye memurunun haberdar olup olmadığına dair bilginin bulunmadığını, tasfiye kapanışı için gerekli ilanların yapıldığı, ancak davacı alacağını bildiği var sayılır ise taahhütlü mektuplu bildirmesi gerektiğini, bunun yerine getirilmediğini, müflis halde olan şirketin ticaret mahkemesine iflas bildiriminde...
Yerel mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra memurunun hatalı işlemi nedeniyle ihalenin feshi ve hizmet kusurundan kaynaklandığı bu nedenle idari yargı yerinde tam yargı davası olarak görülmesi gerektiği kanaatiyle dava dilekçesinin yargı yoluna ilişkin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 5. maddesinde; İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı olduğu ve bu davalara adliye mahkemelerinde bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere; dava konusu uyuşmazlık, davacıya yapılan gayrimenkul satış ihalesinin, icra müdürünün hatalı işlemi sebebiyle feshinden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine yöneliktir. Bu durumda, yasanın açık ve emredici hükmü gereği uyuşmazlığı çözme görevi adli yargıya aittir....
Bankası A.Ş. tarafından kendisi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, dava konusu ipotekli taşınmazın ihale yoluyla dava dışı ...'ye satıldığını, takip dosyasındaki icra emrinin, kıymet takdirinin ve satış ilanının kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden icra mahkemesinde ihalenin feshi davası açtığını, mahkemece, davanın reddine karar verildiği, fakat kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, bozma üzerine icra mahkemesince, ihalesi yapılan taşınmaz ile ilgili ihalenin feshine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ihalenin feshi davası devam ederken dava dışı ihale alıcısı ... tarafından taşınmazın 3. kişiye devredildiğini, taşınmazı satın alan 3. kişinin kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil olmadığından yolsuz tescil davası açılamadığını, taşınmazın ihalede düşük bedele satıldığını, icra memurunun usulsüz işlemlerinden dolayı taşınmazını geri alamamasından kaynaklanan zararın tazminini talep etmiştir....
memuru tarafından yapılan işlemin usulsüz olduğunu, uzman fen bilirkişisi marifetiyle yerin tespiti gerektiği halde, icra memuru tarafından itirazların dikkate alınmadığını, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğramasına icra memurunun kusurlu davranışının neden olduğunu, icra memurunun uyarısıyla üretimin durdurulduğu ve çalışmaların yarıda bırakıldığını belirterek uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; icra memurunun kusuru nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle maddi tazminat istemine ilişkindir. ''Sorumluluk'' başlığı altında düzenlenen İcra İflas Kanununun 5. Maddesinin metni ''İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.'' şeklindedir. İcra İflas Kanununun 227. Maddesinde'' 8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9,11,16 ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflas idaresi hakkında da uygulanır. (Ek cümle: 28/2/2018-7101/9 md.) İflâs idaresi, iflâs masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflâs tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür....
Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, icra memurunun sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ...... Trafik Eğitim ve Sağlık Anonim Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; .........
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 11/02/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine 22/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 24/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat; karşı dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, idarenin bir kusuru bulunmaması nedeniyle idareye husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen zarar ile icra memurunun fiili arasında illiyet bağının da bulunmadığını, çünkü icra memurunun işlemlerinde yasaya aykırı bir durum olmadığını ve usule uygun işlemler nedeniyle haksız fiilin hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmemiş olduğunu, icra memurunun hukuka aykırı bir işlem veya eylemi bulunmadığından, davacının iddia ettiği zararın muhatabının idare olamayacağını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, icra memurunun faiz oranları değişkenlik gösterdiğinden değişen oranlara göre işlemiş faizi hesaplaması gerekirken tüm devre için %70 faiz oranını uygulayarak borçludan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre fazladan 234.614,75 TL tahsil edildiği, bu bedelin icra dosyasındaki alacaklıdan tahsil edilemediği, bu durumda davacının zararından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlu şirketin tasfiye sürecine girdiğini ve davalı tasfiye memurunun ayrı ayrı her iki icra dosyasında borca itiraz ettiğini, ayrıca davalı tasfiye memurunun tasfiye sürecinde müvekkillerinin alacaklarını dikkate almayarak şirket tasfiyesini usulsüz bir şekilde sonuçlandırdığını ve bu nedenle müvekkillerine karşı tazminat sorumluluğu bulunduğu belirterek her bir davacı için talep edilen tazminatların davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili zamanaşımı definde bulunmuş, ayrıca davalı tasfiye memurunun her hangi bir kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AĞIR CEZA MAHKEMESİ Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu ...'ın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Antalya 2....