"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi KARAR Dava, tacirler arası işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, tacirler arası işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Birleşen 2014/210 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında sözleşme imzalandığı tarihten önceki işlemlerden dolayı bütün mesuliyetin davalı ...'a ait olduğunu, ... tarafından 19.02.2005 tarihinde iş kazası sonucu malul kalan ...'a bağlanan gelir ve yapılan ödemeler nedeniyle müvekkili şirket aleyhine açılan dava nedeniyle icra dosyasına 3.800,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince sorumluluğunun davalıya ait olduğunu belirterek, 3.800,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2014/211 Esas sayılı davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında sözleşme imzalandığı tarihten önceki işlemlerden dolayı bütün mesuliyetin davalı ...'...
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından bu hususa yönelik savunmalara Dairemizce itibar edilmemiştir....
İş Mahkemesi'ndeki davanın davacısı bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda ise de İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmamaktadır. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır. Davacı yan ise delil olarak dayandığı ve istinaf aşamasında ileri sürdüğü davalı şirket yazıları ile İHDS imza tarihi ile hisse devir tarihi arasındaki döneme ilişkin sorumluluğun davalı şirket tarafından kabul edildiğini, emsal Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu ileri sürmektedir....
- KARAR - Davacı vekili, taraflar arasındaki 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4. maddesinde, sözleşmeden önce dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun davalı TEDAŞ’a ait olduğunun düzenlendiğini, 20.08.1999 tarihinde meydana gelen bir iş kazası nedeniyle, üçüncü kişiler tarafından açılan tazminat davasında müvekkili aleyhine hükmedilen tutarın, icra takibi üzerine ödenmek zorunda kalındığını, anılan sözleşme hükmü uyarınca bu bedelden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 143.700,42 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının, işletme hakkı devir sözleşmesinde dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını taahhüt ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir. Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır. Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 28/05/2013 tarihi öncesi, 24.07.2007 ve 01.08.2007 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı ...'tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 28/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir....
Ayrıca davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde Hisse Satış Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki itirazı; Hisse Devir Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla ; 22. maddenin "f" bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla hükümleri gözetildiğinde bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir. Öte yandan davalı tarafın zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine (Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir....
Ayrıca davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde Hisse Satış Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki itirazı; Hisse Devir Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla ; 22. maddenin "f" bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla hükümleri gözetildiğinde bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir. Öte yandan davalı tarafın zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine (Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir....