İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı lehine bir takım karineler kabul edilmiş ancak bunun yanında bu dava türü 1- 2- 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabi tutulmuş ayrıca alacaklıya aciz belgesi sunma gibi bir takım yükümlükler yüklenmiştir. TBK.nun 19. maddesine dayanan muvaza davalarında ve nam-müstear olarak nitelenen davalarda ise alacaklı bu tür yükümlülüklere bağlı olmadan ve hak düşürücü süreye tabi olmadan davasının açabilme hakkına sahiptir. Yargıtay uygulamalarında TBK 19. maddesine dayanılarak açılan muvaza davasının kabulü halinde kıyas yoluyla İİK 283 maddesinin (alacaklıya cebri icra yetkisi verilmesi) uygulanacağı kabul edilmiştir....
sebebi ile ikame edilen davalarda devir işlemi kesin hükümsüz olduğundan tasarrufun ne zaman yapıldığının öneminin olmadığını, TBK m.19 muvazaa hukuksal nedenine bağlı açılan tasarrufun iptali davalarında, tasarruf işleminin zamanının değil, tasarruf işleminin gerçek olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davalarının TBK m.19'a dayalı muvazaalı tasarruf işleminin iptali davası olduğunu ileri sürerek 05.10.2022 tarihli kararın kaldırılarak davaya konu taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz tesis edilmesine, kararın infazı için dava konusu İstanbul 18....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK. 19 dan kaynaklı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
Şu halde; davacı vekilinin dava dilekçesinin içeriğinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanması ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davanın TBK'nın 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek davacının eşinden kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı ve tasarrufun iptali davası koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/02/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı üzerine geçirilmesine sebebiyet verildiğinin ileri sürülerek İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacak sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tazminata yönelik karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir....
Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava Muvazaa Nedeni ile Tasarrufun İptali (TBK 19. madde) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesine yönelik talepte bulunulduğu, tedbir talebinin reddi üzerine ret ara kararının davacı tarafça istinafa taşındığı, istinaf aşamasından davacı taraf vekilinin davadan ve istinaf yolundan feragat ettiklerine ilişkin dilekçe sunduğu, yargılamanın yerel mahkemece henüz sonuçlandırılmadığı, davadan feragate ilişkin inceleme yapma görevinin bu aşamada yerel mahkemeye ait olduğu, istinaf yoluna başvurudan feragat ile ilgili değerlendirmenin dairemizce yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK'nın 349/2. maddesi; "Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ise, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/281 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19'dan kaynaklı) KARAR : Nazilli 1....
Bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, davanın TBK.19. maddesi uyarınca genel muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olup işbu davalarda davacı alacaklının aciz vesikası sunma zorunluluğu bulunmadığını, kaldı ki aciz haline ilişkin dava şartı her zaman tamamlanabilir dava şartı olduğundan bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının davanın niteliği ve amacı ile bağdaşmadığını, yine TBK 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davalarında davanın niteliği gereği icra dosyasının varlığı ve kesinleşmesi dava şartı olmayıp borçludan alacaklı olunduğunun ispatlanılmasının yeterli olduğunu, icra takibinin dava derdest iken henüz kesinleşmemiş, takipsizlikle kapatılmış olması da dava şartı yokluğu sayılmayacağını, kaldı ki davaya dayanak İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2013/18160 E. (Yeni 2023/13136 E.) ve 2013/18168 E....
Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi için usulüne uygun ıslah bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre; a) Davacı dosyaya 2013/1608 sayılı takip dosyasından borç ödemeden aciz belgesi ibraz etmiştir. Dava dilekçesi ve dosya içerisinde yer alan icra dosyaları ve belgeler incelendiğinde iş bu aciz belgesinin dayanak hangi icra dosyasına ait olduğu anlaşılamamıştır. Mahkemece iş bu belgenin hangi dosyadan alındığı araştırılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir....