İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi isabetli görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda dava konusu talebin Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği, tarafların ticari işyeri ve ticari şirket ortakları olduğu, aralarındaki sözleşmenin ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalılar ..., ..., ... Otomotiv San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2021 NUMARASI : 2021/176 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, yerel mahkemece davacıya 17.02.2022 tarihli celse 5 nolu ara karar ile davasını dayandırdığı yasa maddesinin ne olduğunu açıklaması için 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilince 26.04.2022 tarihli dilekçe ile davanın hukuki dayanağını İİK 277 vd maddeleri olduğu ve davalılar arasındaki bağışlamanın son beş yıl içinde meydana geldiği belirtilmek suretiyle, somut olaya konu davanın İİK 277 vd maddelerine hasredilmiş olmasına; iptali istenilen tasarrufun (şirket hisse devrinin) gerçekleştiği 18.03.2016 tarihi ile dava tarihi olan 01.07.2021 arasında İİK 284. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına; tasarrufun iptali davası özünde davacının gerçek bir alacağı olduğu iddiasını da içerdiğinden davacı vekilinin davalı taraftan icra dosyasındaki alacak kadar alacaklı olduğunun tespiti yönündeki...
Mahkemece, dava konusu olayda borcun doğumundan önce tasarrufun yapıldığı ve dosyaya aciz vesikasının sunulmaması sebebi ile tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. . Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Hukuk Dairesi'nin 06/01/2023 tarihli 2020/449 Esas 2023/22 Karar sayılı kararında özetle: Dava, TBK 19 madde ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Davanın konusu, terditli talepten birincisi İİK 277 vd. gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi ve delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi isabetli görülmediğinden kararın bozulması gerekirken onanmış olması nedeniyle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin Dairemizin 12.1.2016 gün, 2014/6936 Esas ve 2016/178 Kararı sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, öncelikle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak, olmadığı takdirde TBK 19. maddesine istinaden muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf; temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde, takibin kesinleştiğini ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek davalı/borçlu T3 adına kayıtlı Giresun İli Espiye İlçesi Espiye Mahallesi 211 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3/20 hissesini kızkardeşi davalı T4 satışına yönelik 05.11.2015 tarihli tasarrufun Samsun 9....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/03/2021 NUMARASI : 2020/247 ESAS - 2021/132 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılan Erzurum ili, yakutiye ilçesi, hasanibasri mah 834 ada, 111 parselde kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin tasarrufların müvekkili bakımından İİK 277.ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali olmadığı takdirde TBK.19.maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer'ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verildiğini, dava konusu taşınmazın dava dışı 3.kişiye satılmış olması durumunda 3.şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk edeceğinden değerler nispetinde alacağın faiz ve ferileri ile yapılan takip masrafları da gözetilerek nakden tazminini, İİK 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazların kaydını müvekkili şirketin...
Bu bir dava koşuludur. ve hakim re'sen araştırmak zorundadır. Öte yandan haczi kabil ve borca yeter derecede başkaca mal bulunmadığı takdirde bu konuda düzenlenecek haciz tutanağının da aciz belgesi yerine geçeceği aynı kanunun 105. maddesi hükmü gereğidir. (Yargıtay 17. H.D. 18/10/2010 tarih 2010/3843 Esas 2010/8423 Karar) 1- Somut olaya gelindiğinde davacı varlık yönetimi dava dilekçesinde İİK 277 ve TBK 19 maddelerine dayanmakla, TBK 19. Madde gereği aciz vesikasına gerek bulunmasa da, İİK 277 gereği İİK 105. Madde gereği aciz vesikası varlığı davada bulunmalıdır. Ayrıca davacı alacağının doğumu tasarruftan önce olmalıdır....