Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar arasında yapılan muvazaalı işlemlerin TBK 19. maddesine göre iptalini vurgulamış olmaları ve yargılama aşamalarında da iptalini istedikleri tasarrufun İİK 277. vd. dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair beyanda bulunmamalarına rağmen yerel mahkemece, TBK md. 19 gözetilmeksizin, tasarrufun iptali davasının şartlarından birisi olan aciz vesikasının ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin yerinde olmadığından bahisle taleplerini reddettiğini, İİK 277 kapsamında tasarrufun iptali ve muvazaa davaları arasında önemli farklılıklardan bir tanesinin muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçimesine ve aciz belgesi almasına gerek olmayacağını belirterek ara kararının kaldırılıp talepleri doğrultusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir/haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu aynı Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiği bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve Mahkemece resen nazara alınması gerektiği somut olayda davalı borçlunun tasarrufu 28/03/2001 tarihinde yaptığı, davanın 27/02/2007 tarihinde açıldığı bu durumda hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı hususuna...

    Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’e satış tarihi 01.02.2000 olup dava ise 27.05.2005 tarihinde açılmıştır. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu durumda mahkemece "davanın süre yönünden reddine" karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere farklı gerekçe ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 7.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. .....

      Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....

      Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazla ilgili davalılar ve dahili davalı arasında yapılan tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ile dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasındaki fahiş farkın mevcudiyeti karşısında yapılan tasarrufun İİY.nın 278/2 maddesine nazaran bağışlama hükmünde sayılıp iptale tabi olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılardan ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE 2) Davalılardan ...’ın temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 21/10/2019 tarih, 2017/1473 Esas ve 2019/9706 Karar sayılı bozma ilamında; "Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının ... İş Mahkemesinde hangi esasa kaydedildiği ilgililerinden de sorulup dosyanın hangi aşamada olduğu tespit edildikten sonra; sonucu ve kesinleşmesi beklenerek toplanan ve toplanacak delillere göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

          Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ödeme emirlerinin iptal edildiği ve davalı ... adına bir vergi borcunun kalmadığının anlaşılmış olmasına, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu nitelemesinin yapılmış olmasına göre Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiğinin dikkate alınmasında ve bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve resen nazara alınması gerektiği, somut olayda tasarrufun 27/11/1998 tarihinde yapıldığı ve davanın açıldığı 30/11/2005 tarihine kadar da anılan maddedeki sürenin geçmiş olduğunun açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA...

            Terditli olarak da TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yerel mahkemece davacı yanın İİY.nın 277.vd. Maddelerine dayalı istemi kabul edilerek tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de davaya konu tasarrufun 11.12.2015 tarihinde yapılıp eldeki davanın ise 12.08.2021 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre tasarruf tarihi ile dava tarihi arasında İİY.nın 284. Maddesinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmakla İİY.nın 277. Vd. Maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenmesine olanak yoktur....

            Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 282 madde hükmüne göre, iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki ilişkide bulunan 3.kişi ve kötüniyetli 3.kişi (dördüncü kişi) aleyhine açılır. Somut olayda, davalı ... doğrudan borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişi olmayıp dava konusu taşınmazı üçüncü kişi davalı ...’tan satın alan dördüncü kişidir. Bu davalı hakkındaki davanın kabul edilebilmesi dolayısıyla onun yaptığı tasarrufun iptali ancak kötü niyetli olduğunun kanıtlanması durumunda mümkündür. Dördüncü kişi yönünden bedel farkı ve yakın tarihlerdeki satış başka delillerle desteklenmediği takdirde tek başına iptal nedeni sayılamaz. Zira üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin iyi niyetli olması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1429 KARAR NO : 2022/907 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2018/36 ESAS, 2020/212 KARAR DAVA KONUSU : Genel Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

              UYAP Entegrasyonu