------------tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da ------- görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde tasarrufun iptali talep edildiğine göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1423 KARAR NO : 2021/542 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09.04.2021 (Ara Karar Tarihi) NUMARASI : 2021/127 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali -Nakden Tazmin (TBK 19. Maddesine KARAR : Taraflar arasında görülen "Tasarrufun İptali-Nakden Tazmin" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/11- 31 E sayılı dosyasıyla yapılan takipte, alacağı karşılayacak miktarda menkul, gayrimenkul mal ile başkaca hak ve alacak bulunmayarak, davalı/ borçlunun diğer davalı T4 İht.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti üzerinden ticari faaliyetine devam ettiği tespit edilmiş olmakla, TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 18....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu aynı Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiği bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve Mahkemece resen nazara alınması gerektiği somut olayda davalı borçlunun tasarrufu 28/03/2001 tarihinde yaptığı, davanın 27/02/2007 tarihinde açıldığı bu durumda hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı hususuna...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar arasında yapılan muvazaalı işlemlerin TBK 19. maddesine göre iptalini vurgulamış olmaları ve yargılama aşamalarında da iptalini istedikleri tasarrufun İİK 277. vd. dayalı iptal istemine ilişkin olduğuna dair beyanda bulunmamalarına rağmen yerel mahkemece, TBK md. 19 gözetilmeksizin, tasarrufun iptali davasının şartlarından birisi olan aciz vesikasının ibraz edilmediğinden ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin yerinde olmadığından bahisle taleplerini reddettiğini, İİK 277 kapsamında tasarrufun iptali ve muvazaa davaları arasında önemli farklılıklardan bir tanesinin muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçimesine ve aciz belgesi almasına gerek olmayacağını belirterek ara kararının kaldırılıp talepleri doğrultusunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir/haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19 gereği muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’e satış tarihi 01.02.2000 olup dava ise 27.05.2005 tarihinde açılmıştır. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu durumda mahkemece "davanın süre yönünden reddine" karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere farklı gerekçe ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 7.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. .....
Şikayet konusu icra dosyası ile ilgili olarak alacaklının açtığı tasarrufun iptali davası, takip alacaklısı ... ile takip borçlusu ... ve taşınmazın sırasıyla malikleri ..., ... ve ... arasında görülmüş olup, anılan davada, taşınmazları ihale yolu ile satın alan ve adına tescil ettiren şikayetçi 3. kişi ... taraf değildir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olayın incelenmesinde; taşınmazları ihale yolu ile satın alan 3. kişinin taşınmazlarının, tarafı olmadığı tasarrufun iptali davası sonucunda verilen karara dayalı olarak haczedilmesi usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazla ilgili davalılar ve dahili davalı arasında yapılan tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ile dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasındaki fahiş farkın mevcudiyeti karşısında yapılan tasarrufun İİY.nın 278/2 maddesine nazaran bağışlama hükmünde sayılıp iptale tabi olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılardan ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE 2) Davalılardan ...’ın temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 21/10/2019 tarih, 2017/1473 Esas ve 2019/9706 Karar sayılı bozma ilamında; "Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının ... İş Mahkemesinde hangi esasa kaydedildiği ilgililerinden de sorulup dosyanın hangi aşamada olduğu tespit edildikten sonra; sonucu ve kesinleşmesi beklenerek toplanan ve toplanacak delillere göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....