Dava, TBK 19 maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 21.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/2022 tarih ve 2020/302 Esas 2022/213 Karar sayılı dosyasından verilen, kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye GÖNDERİLMESİNE, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nun 352. maddesi gereğince kesin olarak, oy birliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin, açmış olduğu tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talep ettiği, davalı vekilince 04/11/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararına itiraz edildiği, yerel mahkemece 20/12/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, verilen ara kararın davalı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. İcra ve İflâs Kanunu'nun 257’nci maddesinde; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09.05.2022 NUMARASI : 2021/337 ESAS - 2022/304 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
iptali davası olduğunu, gerek İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davalarının ise tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalar olduğunu, bu davalarda davanın kabul edilmesi halinde, olası davacı alacak ve eklentileri ile sınırlı olmak üzere tasarruf işleminin iptaline karar verildiğini, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan davaların, dava konusu tasarrufun aynına ilişkin olmayıp, alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalar olduğunu, İİK'nın 283/1. maddesi gereğince davacının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde edeceğini, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine gerek olmadan tasarruf konusu mal veya hakkın haciz ve satışını isteyebileceğini, İİK'nın 281/2 maddesine göre, hakimin, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine...
Öte taraftan bu tür davalarda dava değerini, davacının alacağının miktarı ile iptali istenilen tasarruf konusu malın değerinden hangisi az ise o değer oluşturur. (Yargıtay 4. HD., 2020/1479 E., 2021/2039 K.) Mahkemece dava TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olmasına rağmen davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülerek tasarrufun iptali davası olduğunun kabulü ile aciz vesikası aranması hatalı olmuştur. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı borçlu T5 Gıda Rek. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlattığı icra takip dosyalarındaki alacağının tahsiline yönelik olarak açmış olmakla, söz konusu icra dosyaları celp edilmeli, takiplerin kesinleşip kesinleşmediği tetkik edilmeli, bir kısım takip dosyasında ödeme yapıldığı ve haciz işlemi uygulandığı belirtildiğine göre alacağın devam edip etmediği araştırılmalı, davalı T5 Gıda Rek. San. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı Meka Ofis Mob. Mim. İnş. Taah. Eğt. Hiz. Org. San. Tic. Ltd. Şti.'...
Davacı tarafın ....davalıların .... ve ... dava konusunun; İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... tarafından yapılan işlemin asıl amacının davacının alacağını elde etmesini engellemek olduğunun ileri sürülerek ve 3.kişiye yapılan borçlanmanın muvazaalı olduğunu iddia ederek; davacının, alacağın teminini sağlamak için yapılan işlemin iptali istemli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava kavramı içinde değerlendirilemeyeceğinden, 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verdiği, bunun üzerine dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
Bu türden iddialara dayalı davalarda hukuki yararın ortaya konulmasından sonra iddianın kanıtlaması halinde davanın mülkiyete ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 283/1- 2. maddesi kıyasen uygulanarak, iptali talep edilen tasarrufa konu malın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması; aksi durumda yani davacının boşanmadan veya katılma alacağından kaynaklı bir alacağının olmadığı, giderek hukuki yararının bulunmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, TBK'nin 19. maddesinden kaynaklı genel muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. İhtiyati haciz asıl olarak İİK'nun 257- 268. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ise İİK'nun 281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur....
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; TBK'nin 19 uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığından, tarafların ileri sürdükleri kanıtlar toplanıp değerlendirilerek, uyuşmazlığın esası hakkında nihai karar verilmesi gerekirken, eldeki davanın hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek tasarrufun iptali davasının ön koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir....