Yine taşınmazın 25.09.2012 tarihinde devredildiği T18'in taşınmazı borçlunun kardeşinden satın aldıktan sonra kısa bir süre sonra borçlunun annesinin temsilcisi olduğu şirkete devretmesi, tapudaki satış bedeli ile taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri arasında yaklaşık 200 kat fark bulunduğu anlaşılmakla davalı Neşet'in de diğer davalılarla birlikte anılan taşınmaz yönünden muvazaa halkasının içinde bulunduğu kanaatine varılmış olup, onun da davanın esasına yönelik tüm istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekir. 6- Asıl ve birleşen dava TBK 19.maddesine dayalı olarak açılmış olup mahkemece gerekçeli karar sanki dava İİK 277.maddesine dayalı tasarrufun iptali davası imiş gibi yazılmıştır....
Dava BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ....’in aleyhine açılan davadaki alacağın tahsilini engellemek amacıyla dava konusu taşınmazını diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK 19. maddesine göre açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Yapılan tensip ile birlikte davanın yazılı usule göre yürütüleceği de belirtilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hüküm davalılarca yargılama giderleri yönünden istinaf edilmiştir. Davalıların istinaf sebebine göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş bulunmasına karşın yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olduğu noktasında toplanmaktadır....
nin borçludan olan alacağını müvekkili T3 A.Ş.’ye temlik ettiğini, her türlü hak ve alacak ile alacaklı sıfatının müvekkili şirkete geçtiğini, davalı borçlu Nur Dünya Kaplan'ın maliki bulunduğu; Konya ili, Seydişehir ilçesi, Sofhane mahallesi, 141 ada, 46 parsel, 1.kat, 1 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı daire nitelikli taşınmazını, 31/12/2014 tarihinde 8626 yevmiye sayılı işlemle yakını olan davalı T1 devrettiğini, dava konusu devrin muvazaalı olduğunu, yapılan tasarrufun TBK md.19 uyarınca geçersiz olduğunu, dava konusu tasarrufun İİK 280 uyarınca iptali gerektiğini, edimler arasında aşırı fark bulunduğundan İİK 278/III-2 uyarınca da tasarrufun iptali gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin bir güven müessesesi oluşu ve genel hükümlerden (İİK.m.259) farkı olarak tasarrufun iptali davalarında İİK.m.281/2 uyarınca verilecek ihtiyati hacizlerde teminat alma zorunluluğu bulunmayışı nazara alınarak teminatsız olarak tasarruf konusu; Konya ili, Seydişehir ilçesi, Sofhane mahallesi...
Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Bu durumda İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılan ve görülmekte olan dava ile tasarrufun iptali davasının herhangi bir bağlantısı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece; “davanın TBK 19’a dayalı muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, öncelikle zaten bu davada olması gereken bir alacak iddiasının davacı tarafça ileri sürülmediği, ayrıca davacı müflis şirketin işyerinde yapılacak hacizlerde her zaman istihkak iddiasını ileri sürebileceği, bu nedenle davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle davacının davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür....
İbis'e temlik ettiğini, banka ve diğer davalı ... arasında, temliki gerektirecek bir ilişkinin bulunmadığını amacın davacının lehine olan mahkeme kararının etkisiz hale getirilmesi olduğundan 25.11.2010 tarihli temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 21.01.2013 tarihli dilekçesi ile davanın muvazaalı olarak düzenlenen temlik sözleşmesinin BK'nun 19.maddesine dayalı olarak iptali davası olduğunu belirtmiştir. Davalılar vekilleri, haksız açılan davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan delil ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemlerin iptaline ilişkindir. Davacının açtığı tasarrufun iptali davası yargılaması sırasında davalı ... AŞ tarafından konulmuş ipotek mevcut olup, bu ipoteğin geçersiz olduğu yönünde bir dava açılmamış böyle bir iddia ileri sürülmemiştir....
Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı halde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür." şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında ise TBK 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir....
Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....