a muvazaalı olarak 1.2.2006 tanzim 5.7.2010 vadeli 500.000,00 TL senet verdiğini ve aleyhine İzmir 11.İcra Müdürlüğünün 2012/15554 sayılı dosyası ile icra takibi yaptırarak tüm malvarlığına haciz koydurduğunu belirterek İzmir 11.İcra Müdürlüğünün 2012/15554 sayılı icra takibinin ve bu dosyadan konulan hacizlerin öncelikle muvazaa nedeniyle iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise terditli olmak üzere İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince İzmir 11.İcra Müdürlüğünün 2012/15554 sayılı icra takibinin ve bu dosyadan konulan haciz işlemlerine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMES : Kartal 1.Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin davada Kartal 4.Asliye Hukuk ve 1.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava , muvazaa nedeniyle tasarrufun iptaline ve açılmış olunan boşanma davası sonucu alacaklarının tahsili için davacıya icra yolu ile haciz ve satışını isteme hak ve yetkisinin tanınmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın T.M.K.nunu hükümlerince tasfiye şeklinde anlaşılması gerektiğinden Aile mahkemelerde görüleceği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, mal rejiminin tasfiyesine yönelik olmadığı, tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. 10. Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir. Tasarrufun iptali davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Yargıtay 17....
A.Ş'nin ticari amaçla kullandıkları kredi borcundan kaynaklandığını, vekil edeninin müteselsil kefil olduğu kredi teminat sözleşmesinin ise 23/12/2013 tarihinde akdedildiğini ve iptali istenen tasarrufun ise 21/01/2013 tarihli olduğunu, dolayısıyla iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiğini, ayrıca mal kaçırma kastıyla yapılmış bir tasarrufun söz konusu olmadığını, tasarrufun alacağın muaccel olduğu tarihten önce yapıldığını, taşınmazların 18' inin birden devrinde hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığını, zira bu taşınmazların bir bütünlük arz ettiğini ve satış bedellerinin ödendiğini, ödeme dekontlarının mevcut bulunduğunu, taşınmaz hisse satışının gerçek bir satış niteliğinde olduğunu, kaldı ki davacının aciz vesikası da sunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava genel muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkin (banka hesabının devri) olup dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki değil, davalı ... şirketi ile diğer davalı şirket arasındaki taşınmaz satış işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ya da ilgili tasarrufun iptalinin istenildiği işlemdir. Tasarrufun iptali davası ve TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından mahkememizde açılan dava, 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kaldığından Mahkememizin görevsizliğine ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali niteliğindedir. Bu davalardaki amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz sayılması ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasıdır....
İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. ... muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının ... takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....
Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir; TBK'nin 19 uncu maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan icra takibine geçilmesi ve aciz belgesi alınması şartı muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Ancak 3 üncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlem yapılması gerekir. Yukarıda da açıklandığı gibi muvazaa olgusu esas itibarıyla haksız eylem niteliğindedir....
Muvazaa davası, yani yapılan işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu belirtmek için açılan dava ile tasarrufun iptali davası amaçları bakımından birbirlerine yaklaşırlarsa da gerçekte nitelikleri, koşulları, doğurduğu sonuçlar bakımından birbirinden farklıdırlar. Muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür. Muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının da borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilir. 5. Eldeki dava; davacıların alacağının Bursa 5....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle tapu iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ... İnş. Tic. San. Ltd. Şirketi ortaklarından borçlu...'ın amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 25.11.1998 tarihinde eski eşi davalı ...'a,onun da 16.1.2007 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satışlar nedeniyle dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile borçlu... adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; 9.6.2011 tarihli dilekçesi ile davalı ... ile ... arasındaki satışın muvazaalı olması nedeniyle davayı bedele dönüştürdüğünü beyan etmiştir....