Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BK 19. madde gereği ve İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca ve davalı anne ve çocukları arasındaki muvazaalı işlemlerle BK 19. madde ruhuyla muvazaalı şekilde müvekkilinden mal kaçırdığı çok açık olduğundan müvekkilinin davalı Hakan’dan boşanmış olup nafaka ve tazminatlarını da alamamış olduğu maddi durumunun son derece kötü olması sebebiyle teminatsız olarak T2 görürse dava konusu taşınmazın üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, bu sebeplerle borçlu- davalı T6 tarafından diğer davalılar Borçlu Hakan'ın annesi T3’in ve Sabahat'ın diğer oğlu Borçlu Hakan'ın kardeşi T4 dava konusu Kütahya/Gediz Dayınlar Mahallesi 224 ada 2336 parsel’deki taşınmazın muvazaalı şekilde satış tasarruf işlemlerinin Balıkesir 1....

Davalılar ... ve ... vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davanın görülebilmesi için davacının müvekkillerinden alacağının ve bu yönde başlatılmış ve kesinleşmiş bir takibin bulunması gerektiği, davacı tarafından yapılan bir ödemenin olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. .Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli borçlu hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir takibin olmadığı gibi BK’nun 19.maddesi için de yine bir alacağının olması gerektiğinden bahisle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

    -Davalı T4 tarafından dava dilekçesi ve eklerine cevap dilekçesi sunulduğu, ancak süresinde cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "1- Davacının davasının ESASTAN REDDİNE," karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taşınmazın satım tarihinin 15.10.2015 olduğundan genel kredi sözleşmesinin de 11.11.2016 olduğundan bahisle ön şart yokluğundan usulden reddettiği ancak maktu vekalet ücreti vermesi gerekirken nispi vekalet ücreti verdiği, İİK. 277 ve 279. Maddelerinin olştuğu, üçüncü kişinin müvekkili şirketi zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğini, 277 ve BK. 19'a göre dava açtıklarını beyan etmişir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK’nun 277 ve devamı ve TBK'nun 19. maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

    Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, davanın TBK 19 a dayalı olarak nitelendirilmesi gerektiği, alınması gereken bir aciz vesikasının da olmadığı belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesinde İİK 277- 278 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin talep edildiği, dava dilekçesi sonuç kısmında BK 18 ve İİK 277 e göre değerlendirme yapılmasının talep edildiği görülmüştür. Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

      Dava, terditli olarak açılmış olup İİK'nun 277 ve devamı ile BK 19 maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/12/2022 tarih ve 2019/922 Esas 2022/629 Karar sayılı dosyasından verilen, kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....

      Dava, ileri sürülüş biçimine göre, İİK'nun 277 ve devamı, olmadığı takdirde BK 19. Madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, davalı borçlu T7 tarafından 27.10.2017 tarihinde iptali istenen İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 851 Ada 4parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 39 numaralı bağımsız bölümün davalı T3 devredildiği, tarafların kabulünde olduğu üzere T3 tarafından da 13.11.2017 tarihinde davalı T5'a devredildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenemez....

      Maddesi uyarınca ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm tesisi gerekirken davanın İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca mı yoksa BK nın 19 maddesi uyarınca mı değerlendirilerek hüküm tesis edildiği hususunda gerekçede bir açıklık bulunmamaktadır. Kaldıki İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında kesin ve ya geçici aciz vesikasının bulunması dava şartı olup mahkemece borçlu şirket hakkında İİK'nın 105. maddesi kapsamında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikası bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir araştırma ve tespitin yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davanın BK' nın 19....

      Mahkemece, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptaline ilişkin olduğu davacının icra takibi yapmadığı ve aciz belgesi olmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve davalı ...’in de taşınmazı diğer davalıdan değil, dava dışı...’den satın aldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı ...’nın hileli olarak taşınmazı devrettiğinden söz ederek tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini istemiştir. Davacı tarafından aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olsada, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü süre geçirilmiş olsada Borçlar Kanunu 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin 26/10/2015 günlü 2015/10107 E-2015/11146 K sayılı ilamında özetle; “Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen icra takip dosyası, bu dosya üzerinden yapılan haciz tutanağının mahkemeye ibraz edilmesi ve ihtiyati haciz kararının temyizi sırasında Dairece verilen karardaki nitelemeye göre her ne kadar davanın BK. 19. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu kabul edilmiş ise de tüm dosya içeriği davanın İİK.nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda mahkemece davanın İİK.nin 277 ve devamı maddelerinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, davalıların...

          Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre, tasarrufun iptali talebinde bulunulabilmesi için öncelikle iptali talebinde bulunulan tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmesinin gerektiği, dava dilekçesinden anlaşıldığına göre, davalıdan borç ikrarını içeren bir adet senet alındığı, dava dilekçesinde hangi icra dosyasındaki alacağın takipsiz bırakılması için davalı tarafından tasarrufun yapıldığı açıklanmadığı, deliller bölümünde gösterilen dosya getirtilememiş ise de, cevap dilekçesinde belirtilen 31.İcra Müdürlüğü'nün 2010/17264 sayılı dosyasından davaya konu edilen senedin 04.08.2009 keşide tarihli, 600.000,00 TL bedelli, alacaklısı ..., borçlusu ... olan bono olduğu, borcun 04.08.2009 tarihinde doğduğu, getirtilen tapu kayıtlarından Ankara Keçiören, İncirli Mahallesi'nde kain 30968 ada, 43 parsel sayılı anataşınmazın 13 nolu bağımsız bölümünün davalı ... tarafından 10.07.2002 tarihinde iktisap edildiği ve 27.03.2006 tarihinde...

            UYAP Entegrasyonu