Asliye Hukuk Mahkemesi 19/07/2022 tarih 2022/96 Esas sayılı ara kararında özetle; "Davacının tedbir talebi, dava dilekçesi, davalının itiraz dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; dava açılırken tevzi sistemi üzerinden davanın türünün tasarrufun iptali davası olarak sisteme girildiği, mahkememizce dava dilekçesi incelenirken TBK 19'a dayanılarak açıldığının bu sebeple sehven gözden kaçırıldığı ve davacı tarafın ihtiyat-i tedbir talep etmesine rağmen, tasarrufun iptali davalarında ihtiyat-i tedbir kararı verilemeyip 2004 sayılı İİK'nın 281/2 fıkrası uyarınca ihtiyat-i haciz kararı verildiği, davalı vekilinin itiraz dilekçesi üzerine yapılan incelemede mahkememizce sehven yapılan değerlendirme neticesinde tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesi ile ihtiyat-i haciz kararı konulmuş olduğunun anlaşıldığı, davalı vekilinin itirazının bu sebeple kabulü ile mahkememizce konulan ihtiyat-i haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, ayrıca davacı vekilinin...
Dava; ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan, muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile TBK'nın 19. (BK 18) maddesine dayalı genel muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
Dava, ileri sürülüş biçimine göre, İİK'nun 277 ve devamı, olmadığı takdirde BK 19. Madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, davalı borçlu T7 tarafından 27.10.2017 tarihinde iptali istenen İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Halkalı Mahallesi, 851 Ada 4parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 39 numaralı bağımsız bölümün davalı T3 devredildiği, tarafların kabulünde olduğu üzere T3 tarafından da 13.11.2017 tarihinde davalı T5'a devredildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağının temini imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haciz İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması beklenemez....
Hukuk Dairesi’nin 18.11.2019 tarih, 2017/2488 Esas ve 2019/10763 Karar sayılı bozma ilamında; "Davanın, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağı dosya içerisinde bulunmadığından tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı 4.kişi ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesinin söz konusu olmadığı dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2022 NUMARASI : 2021/350 ESAS- 2022/101 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Malatya 3....
Mahkemece, davanın tasarrufun iptali olmadığı takdirde BK'nun 19.maddesi gereğince muvaazalı işlemin iptali istemi ile açıldığını, tasarrufun iptali davası için aciz belgesi sunulmadığı gibi üçüncü kişi .... hakkında açılmış dava olmadığı, muvazaa nedeni ile iptal davası için ise, takip dayanağı bononun 17.10.2012 tarihinde düzenlendiği satışın ise 28.04.2008 tarihinde borçtan önce yapıldığı, doğmamış bir borç için muvaazadan söz edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, davalı ... hakkında takip yaptıklarını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalı kızı ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesi talep etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın usulden reddine dair karar, Yargıtay 17....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1429 KARAR NO : 2022/907 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE TARİHİ : 19/11/2020 NUMARASI : 2018/36 ESAS, 2020/212 KARAR DAVA KONUSU : Genel Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
(yeni BK.19.md) uyarınca muvazaaya dayalı tapu iptal, ister İİK.nın 277 ve devamı maddleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olsun davacı taraf bir alacağa dayanarak iptal isteğinde bulunmuş ise bu alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda davacı tarafın alacağının kaynağı haksız eylem olup, borcun doğum tarihinin de bu haksız eylemin işlendiği tarih olması gerekir. Davacı tarafın murisinin öldürülmesi 1987 yılı, ilk tasarruf tarihi ise 1994 yılıdır. Bu nedenle borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü gerekir. Aynı zamanda bir kısım davalıların muriside olan borçlu Yunis kendisine ait taşınmazları çocukları ve kardeşi olan davalılara satmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali istemine ilişkin davada Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Uyuşmazlık, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesince,davacının şirket olduğu, takip konusu alacağın çeke dayalı olması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu,ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; uyuşmazlık İİK'nun 277.ve devamı maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir....