Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sadece o bonoya dayalı olarak takip hakkı olmayıp adi alacak olarak tahsilini talep etme hakkı vardır.Bu nedenlerle BK'nun 19.maddesine göre işin esasına girilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizlerden bu davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir.Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir. Çünkü yapılan yargılama sonunda dava konusu takibin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde İİK'nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak, anılan takip dosyasının alacaklısının yaptığı tahsilatların davacıya iadesi gerekeceği gibi davacının haciz sırasıda değişecektir. Bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut olayda davacının alacaklı bulunduğu ......

      Dava, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizlerden bu davalının alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir.Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayanarak açtıkları anlaşılmaktadır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir. Çünkü yapılan yargılama sonunda dava konusu takibin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde İİK'nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak, anılan takip dosyasının alacaklısının yaptığı tahsilatların davacıya iadesi gerekeceği gibi davacının haciz sırasıda değişecektir. Bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut olayda davacının alacaklı bulunduğu ......

        Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda; davacının arsa sahiplerinin yeni yaptıkları sözleşme gereğince sahip olacakları dairelerden alacağının tahsili mümkün olup söz konusu dairelerin alacağı karşılıksız bırakmak amacıyla bir satışının söz konusu olması halinde ise davacı tarafından İİK.277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılabileceği gibi BK.nın 19.maddesine dayalı olarak muvazaa nedenine dayalı olarak da satışların iptalini isteyebileceği, somut uyuşmazlıkta davacının bu aşamada böyle bir dava açma hakkının da bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar, bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu nedenle davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirmeler bu çerçevede yapılmıştır. Aciz belgesinin yokluğuna ve hakdüşürücü süre ve zamana aşımı sürelerinin geçtiğine ilişkin itirazın incelenmesinde: Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı ...’tan bonoya dayalı alacağı olan davacının borçlu aleyhine icra takibi yaptığını ancak borcun doğumundan sonra borçlunun ..., ... Köyü 1020 parsel sayılı taşınmazı, davalı ...’ye düşük bedelle devrettiğini bu nedenle tapunun iptalini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın, muvazaa nedenine dayalı tapu iptali davası olması halinde tasarrufta bulunan borçlu ...’ın hayatta olması nedeniyle, İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde de aciz belgesi olmaması nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Öte yandan, dava ister İİK'nın 277.maddesine göre tasarrufun iptali isteğine göre, isterse TBK'nın 19. (eski BK 18.m) maddesine göre muvazaa iddiasına dayalı iptal isteğine göre açılmış olsun alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Örneğin bir bononun tanzim edildiği ya da bir kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihin borcun doğum tarihi olarak kabulü gerekir. Yine boşanmaya yol açan olayların başladığı tarih ile trafik kazalarında kazanın meydana geldiği tarih olası tazminat hakkı yönünden borcun doğduğu tarihtir....

            Dava İİK'nun 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve bozmaya uygun olarak yapılan araştırma sonucu karar verilmiş bulunmasına, mahkemenin iki kez bozmadan sonra dava nitelemesini BK'nun 19.maddesi olarak değerlendirmesi hatalı olmakla birlikte bu husus esasa müessir bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya kapsamı ile ... nolu taşınmazın 08.03.2005 tarihinde borçlu ... tarafından eşi ...'e yapılan satışının İİK'nun 278/3-1 maddesine göre eşler arasınadaki tasarruf bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine, aynı gün ... tarafından ... nolu parselin ise borçlu tarafından davalı ...'e yapılan satışın ise aslında dava dışı ... ile yapılan ortaklık anlaması gereği yapıldığı ancak taşınmazın tapuda anılan şahsın yiğeni ... adına tescil edildiği, gerçek bir satış olmadığı, davalı ...'...

              Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali (tapu iptali) istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemece davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

                Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

                  UYAP Entegrasyonu