WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, borçlu şirket aleyhinde 6183 Sayılı Kanun uyarınca yürütülen takipte borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun taşınmazını alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla erkek kardeşlerinin ortağı olduğu davalı 3.kişi şirkete satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufun iptaline verilmesini talep etmiş daha sonra taşınmazın dava dışı şirkete satıldığının anlaşılması üzerine davasını bedele dönüştürmüştür. Davalı 3.kişi şirket vekili, satışın gerçek olduğunu, muvazaa bulunmadığını savunmuştur. Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir....

    AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın 6183 sayılı AATUK 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,SGK prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 Sayılı Yasaya göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle açılacak iptal davalarının tasarrufa konu malın değerine bakılmaksızın alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinde görüleceği,somut olayda takip konusu alacak işsizlik sigortası primi ve prim alacağının tahsili için 6183 Sayılı Yasa uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğundan bu durumda mahkemece görev hususu resen dikkate alınarak iş mahkemesinde bakılmak üzere görev noktasından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan incelenip sonuçlandırılmasının doğru olmadığı gereğine değinilmiştir....

      Hukuk Dairesinin 30/01/2015 tarih ve 2014/11958-2015/1726 sayılı kararı ile görevsizlik kararı onanmış olup, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 1230 ada, 11 parsel sayılı taşınmazda 10 nolu bağımsız bölümün davalılar arasındaki devrine ilişkin tasarrufun davacı alacaklının alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzene iptaline, İİK'nın 283/1. maddesi uyarınca davacı alacaklıya dava konusu taşınmazda davalılar hissesi üzerinde asıl alacak ve ferileri yönünden haciz ve satış yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....

        Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, borçlu tarafından 01.03.2005 tarihinde davalı ..'dan satın alınmış ve aynı gün ..Bankası tarafından 200.000,00 TL kredi için taşınmaz üzerine ipotek konulmuştur. Aynı taşınmaz borcun doğumundan sonra 22.12.2005 tarihinde borçlu tarafından yine ipotekli olarak 22.000,00 TL'ye davalı Süleyman'a satılmıştır. Bu olgularla davalı ..'ın borçluyu tanıdığı ve mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu, davalıların ifadelerinde de kabul edildiği üzere teyid edilmiştir. Bu durumda, mahkemece 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddie karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve 6183 sayılı Yasanın 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından 6183 sayılı Yasanın 27, 28, 29 ve 30. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir. (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı )....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Davacı vekili, davalı kamu borçlusu ... hakkında 6183 sayılı yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 19.04.2013 tarihinde davalı ...'...

              Bölge Çırpıcı mahallesi ... ada 12 parselde kayıtlı taşınmazının 10/343 hissesini kardeşi olan davalı ...’a 24.8.2006 tarihinde sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptali ile taşınmazın davalı borçlu ... adına tescilini talep etmiştir. Davalılar savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, toplanan delillere göre davanın kabulü ile İstanbul Zeytinburnu, Çırpıcı mahallesi 401/3 pafta ... ada 12 parselde kayıtlı 343.00metrekare miktarlı arsa vasıflı taşınmazın 10/343 hissesinin davalılar arasında yapılan 24.8.2006 tarih 5731 yevmiye nolu satışa yönelik tasarrufun iptaline, taşınmazın ihtiyaten haczine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, SSK’nun prim ve diğer alacaklarının 6183 sayılı yasaya göre tahsili için yapılan icra takipleri nedeniyle açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ../......

                HD. 18.11.2003 tarih 5510-5515 sayılı kararları) Somut olayda davacı kurum ile davalı arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeni ile 6183 sayılı Yasa gereğince başlatılan takip, idarenin sözkonusu zararı alacak davası açarak tahsil etmesi gerekirken 6183 sayılı Yasa uyarınca ödeme emri düzenlemesinin yasaya uygun olmadığından bahisle iptal edildiği, bununla birlikte davacı kurumun inceleme konusu olan tasarrufun iptali davasının devamı sırasında bu defa İİK gereğince aynı alacakla ilgili olarak ilamsız takip başlattığı ve yapılan takibe de davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı alacaklı tarafından Mersin Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nin 2011/157 esas sayılı dosyasında derdest olan itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, borçlu aleyhinde 6183 sayılı Kanun uyarınca icra takibi yapıldığını, borca yeterli mal varlığı bulunamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını kızı olan davalı 3.kişi ...'a onun da davalı ...'a onun da borçlunun eşi olan davalı ...'e satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu .... ve davalı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, satışların muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

                    Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davaları da İİK’nun genel hükümlerine göre açılan tasarrufun ipali davaları gibi, tasarurfun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve amme borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir. Ancak borcun doğumu takibin kesinleşme tarihi değil takibe konulan vergi borcunun yasal olarak ödenmesi gereken zamandır. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkındaki 2008 yılında doğan vergi borçları ile ilgili olarak 20.09.2008 tarihinde takibe geçilmiş, ödeme emri 29.06.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleşmiştir. İptali istenilen tasarruf ise borcun doğmundan sonra 11.02.2009 tarihinde gerçekleşmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu