Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu, genel hükümlere göre bakılması gerektiğinden Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 09.06.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına ve uyuşmazlığının 5411 Sayılı Bankacılık Yasasından kaynaklanan bir itilaf olmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 3.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, davalı ...’ın dava konut taşınmazı satın alırken 100.000,00 TL konut kredisi aldığı,satışın kamu alacağının tahsilini imkansız hale getirmek için muvazaalı yapıldığının ispatlanmadığından ve borçlunun bir başka taşınmazının da bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesi gereğince üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile, eşeler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Somut olayda üçüncü kişi ...‘ın dosya içeriğinden kamu borçlusu ...’nın kayın biraderi yani eşinin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalılar arasındaki tasarruf ivazlı veya raiç bedel üzerinden olsa bile bağış niteliğinde olup davacı alacaklıya karşı geçersizdir....

        Mahkemece dosya kapsamı ve toplanan delillere göre muvazaalı satış yaptığı iddiasının ispat edilemediği, başlı başına taşınmaz devrinin davalıların mal kaçırma gayesini ispat etmeye yeterli olmadığı, davalıların satış işleminin sözleşme hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalılar arasında inançlı işlemin bulunduğu, taşınmazın gerçek malikinin ... olduğu ve taraflar arasındaki amaç gerçekleşinceye kadar geçici suretle devir yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davalı borçlu tarafından karardan sonra, temyiz aşamasında dava dayanağı olan vergi borcunun yeniden yapılandırma yasası gereği ödendiği belirtilmiş, ... Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 08.05.2019 tarihli cevabı yazısında da vergi borçlarının kanun kapsamında tahsil ve tasfiye edildiği beyan edilmiştir....

          Mahkemece, dava konusu edilen 109 ve 110 nolu işyerleri için davadan vazgeçilmesi nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, 24 nolu bağımsız bölüm için açılan davanın kabulü ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tapuya tesciline, 14 nolu bağımsız bölüm için açılan davanın ise taşınmazın dava açılmadan önce dava dışı kişilere satılmış olmasından dolayı reddine karar verilmiş davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar yasanın 25. maddesi hükmüne göre borçlu ve onunla hukuki işlemde bulunan 3. kişiler aleyhine açılır....

            ın tasarruf tarihine göre daha önceki bir tarihte vergi borçlusu şirketin temsilcisi olarak seçildiği, yani tasarruf tarihinde şirketin temsilcisi olduğunun anlaşıldığı, mahkemece 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı üç grup altında 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, ikinci olarak Merter Vergi Dairesince davalı ...'ın 5 parça taşınmazı üzerine haciz tatbik edildiği, buna göre davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından taşınmazlardaki hacizlerin davaya konu alacağa ilişkin olup olmadığı ve borca yeter olup olmadığının araştırılması, üçüncü olarak da iptali istenen tasarrufa konu taşınmaz satışının davalı ... tarafından yapılmış olup, davada davalı .... San. ve Tic. A.Ş.'...

              Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın 6183 sayılı AATUHK’nun 24. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, Yasa’nın 30. maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ve ne olursa olsun hükümsüz olduğunun belirtildiği, somut olayda davalı ...’ün 1998-2005 yılları arasındaki döneme ilişkin vergi borçlarının mükellefi olduğu, hakkındaki takiplerin kesinleştiği, 6.9.1999 tarihli haciz tutanağı ile 2.2.2007 tarihli mal beyanı dilekçesinden...

                Mahkemece, tasarrufa konu taşınmazın tapuda gösterilen bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması ve muvazaa nedeniyle davanın kabulüne, satış işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Anılan yasada öngörülen nedenlere dayalı olarak iptal davasının açılabilmesi için öncelikle kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş bir kamu alacağının bulunması gerekir. Bir başka anlatımla ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması ve bu ödeme emrinin kesinleşmiş olması gerekir. Somut olayda ödemeye çağrı mektubu ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından İdare Mahkemesine bu belgelerin iptali istemiyle davaların açılmış olduğu ve davaların kabulüne ilişkin İstanbul 6. İdare Mahkemesince 2006/2548-2008/306 sayılı ve İstanbul 8....

                  Ancak 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları sonucunda iptal koşullarının oluşması nedeniyle iptal kararı verilmesi halinde 3. kişi adına oluşturulan tapu kaydının düzeltilmesine gerek olmadan dava konusu taşınmazın alacaklı davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mülkiyetin intikali sonucunu doğuracak biçimde “davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir....

                    nin 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ait vergi borçları bulunduğu, nüfus kayıtlarından tarafların kardeş olduğunun anlaşıldığı, 6183 sayılı Yasa Madde 28/1 gereği üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyla, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların, bağışlama hükmünde olup iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulü ile tasarruf tarihindeki vergi borcunun ulaştığı miktar ve ferileri olarak tesbit edilen 18.038,55 TL ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davanın amacı davacı alacaklıya tasarruf tarihinde tesbit...

                      UYAP Entegrasyonu