Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl ve birleştirilen dosyalar yönünden uyuşmazlık 3. kişinin İİK.nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davası ile alacaklının İİK. nun 97/17 maddesine dayalı açtığı karşılık tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-1086 Sayılı HUMK'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK'nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK'nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen davalar birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava niteliğini korurlar. Yani, yalnızca asıl ve birleştirilen dava dosyalarının tahkikat safhası müşterek olup, mahkemece usul hükümlerine göre her dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

    Şti. nezdindeki 4000 adet paya denk gelen 100.000,00 TL nominal bedelli hissesini 23.05.2012 tarihinde 2 nolu diğer davalı ...' e, ...’ in ise 16.09.2013 tarihinde diğer davalı ...’ a devrettiğini belirterek dava konusu hisse devir işlemlerine ilişkin tasarrufların İİK. 277 vd. maddeleri ile TBK m, 19 gereğince davacı banka yönünden iptalini, ... İcra Müdürlüğü 2013/28027 sayılı dosyasında davacı bankanın alacağını karşılayacak miktarda haciz ve cebri satış yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davaya ve icra takibine konu teşkil eden sözleşmede davalı borçlu ...'ın ibraz edilen sözleşmede imzası bulunmadığını ne asıl borçlu ne de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası olmayan ... hakkında tasarrufun iptali davası ya da herhangi bir dava açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      (yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açmasının da mümkün olduğu, davacının bu seçimlik haklarından birini kullanmış olması durumunda talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması giderek BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi isabetli olmadığına değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile tapu kaydının iptali ile borçlu ......

        Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine aynı anda dayanarak dava açılamayacağını, ayrıca dava ön şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira borçlunun aciz halinin bulunmadığını, davacının muvazaa iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir somut delil sunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Davacının hem TBK 19 maddesine hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayanarak dava açmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Bu konudaki itiraz haksızdır....

        Davalı ... ve davalı ... vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 vd. maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK'nun 284. maddesine göre "İptal davası açma hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer" maddesinde belirtilen beş yıllık süre hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve 278. m. dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, ... Başkanlar Kurulunun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, ... Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi ... (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1492 KARAR NO : 2022/1573 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NAZİLLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/147 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Nazilli 2....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/2167 Başvurunun Esastan Reddi T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) KARAR : Samsun 4....

            KARAR Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu