WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozma ilamı üzerine tasarrufun iptali ve tazminat davası ihyaya ilişkin davadan tefrik edilmiş, mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı şirketin tasfiye edilmiş olması nedeniyle geçerli bir takipten ve aciz halinden söz etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın reddine, tazminat talebi yönünden ise talebin terditli olduğu, davadaki ilk ve öncelikli talebin tasarrufun iptali istemi olduğu,ancak ihya edilen şirket aleyhine ilamlı takip başlatılıp alacağın bu yolla tahsil olanağının kalmadığının ortaya çıkması halinde tasfiye memurunun sorumluluğunun ortaya çıkacağı, bu sebeple davalı şirket hakkında zaten alacağı tevsik eden ilam bulunduğundan yeniden hüküm tesisine gerek bulunmadığı, bu konuda hukuki yarar bulunmadığı, tasfiye memuru yönünden ise davanın zamansız açıldığı gerekçesiyle bu talebin de reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda Mahkemece dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ise de Mahkemenin bu nitelendirmesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece davacı tarafından davalı borçlu aleyhine açılan ve kesinleşen boşanma nafaka ve tazminat davası dışında; katkı payı alacağına ilişkin açılan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/244 Esas sayılı dava dosyasının sonucu da beklenerek alacağın kesinleşmesi halinde mevcut delilerin her iki dosya da gözönüne alınarak TBK'nun 19 maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede yapılan hata sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

      Davalı alacaklı vekili, dava konusu aracın alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı olarak davacı 3.kişiye satıldığını belirterek, istihkak davasının reddini ve davacı ve borçlu arasındaki tasarrufun iptali istemi ile İİK’nun 97/17, 277-280. Maddeleri gereğince açtığı karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, aracın borcun doğumundan sonra satıldığından bahisle istihkak davasının reddine karşılık olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı 3.kişi ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

          Maddesi ibaresi kullanılmış ise de iddianın ileri sürülüş şekline ve dava dilekçesinin içeriğine ve talep sonucuna göre taraflar arasındaki dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirmenin yapılması gerekir. Davada öncelikli talep İİK'nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

          Somut olayda, dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 30.06.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi ile doğduğu, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, borçlu adına kayıtlı ve davacı tarafından haciz konulan taşınmazın değeri ve davacıdan önceki haciz ve ipotek miktarları gözönüne alındığında 13.09.2018 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105. maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşulları gerçekleşmiştir....

          HMK 389 maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesi ile İİK 281/2 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz müessesinin şartları farklı olup dava İİK 277 ve devamını ilgilendiren tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davaları şahsi hakka dayalı olup davacının para alacağını elde edebilmek için borçlu ile borçlu ile işlem yapan üçüncü kişiye karşı açtığı iptal davasıdır. HMK 389 madde gereği uyuşmazlık konusu üzerine ihtiyati tedbir konulabilir. Davacı davalıların muvazaalı yaptığı icra takibine yatan paralara ihtiyati tedbir konmasını istemekle HMK 389 madde gereği uyuşmazlık konusu üzerine ihtiyati tedbir konulabileceğinden muvazaalı yapıldığı iddia edilen icra dosyasındaki para uyuşmazlık konusu olmadığından davacının İİK 281/2 madde gereği de talebi olmadığı anlaşıldığından mahkemece HMK 389 ve devamı maddelerine göre şartları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olması isabetlidir....

          Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 22.6.2011 tarihli haciz tutanağının İİK 105 madde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına,dava konusu aracın ticari araç olması nedeniyle davalılar arasındaki tasarrufun İİK 280/3-son maddesi gereğince iptale tabi bulunmasına, 2918 Sayılı KTK'nun 20/d maddesi gereğince harici araç satışlarının geçerli olmamasına göre davalı borçlu ... ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplanır....

            Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi ile açılmıştır. İİK'nın 281/2. maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. Bu itibarla; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar yerinde bulunduğundan, davalı vekilinin ihtiyati hacize itirazın reddi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/32 KARAR NO : 2023/214 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AYBASTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/118 ESAS, 2022/192 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) KARAR : Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/118 esas, 2022/192 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalılar vasisi T4 tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili Av....

            UYAP Entegrasyonu