WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava TBK.' nın 19.maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 5.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davanın İİK’nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....

      İİK m. 277 ve devamına mı yoksa TBK m.18 ve devamına mı dayandırıldığını açıklamak için 1 aylık kesin süre verdiğini, 08/05/2017 tarihli beyan dilekçesinde hukuki dayanağın TBK m.18 ve m.19 olduğunu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ifade ettiklerini, Yerel Mahkemenin de bunun üzerine 27/09/2017 tarihli celsesinde davalıların zamanaşımı itirazlarını reddettiğini ve davanın TBK m.19'a dayanılarak açıldığını kabul ettiğini, Muvazaa iddiasına dayalı istemlerde hak düşürücü süre aranmayacağını, TBK'nun 19. maddesine dayanılarak açılmış olan muvazaa nedenine dayalı davalarda aciz belgesi aranmayacağını, Esas yönelik olarak da, ilgili taşınmazların gerçek değerleri ile satış bedelleri arasında açık şekilde fark bulunduğunun 07.08.2018 tarihli bilirkişi incelemesi ile ortaya çıktığını, bir taşınmazın ipotekli olduğu bilinerek satın alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, muvazaayı açıkça ortaya koyduğunu, davalı T4'ın, 09/08/2016 tarihli cevap dilekçesinde taşınmazı ipotekli bir şekilde...

        Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, Mahkemece hem TBK 19. maddeye hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak gerekçe belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesinde İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin talep edildiği görülmüştür....

          Terditli olarak da TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Yerel mahkemece davacı yanın İİY.nın 277.vd. Maddelerine dayalı istemi kabul edilerek tasarrufun iptaline karar verilmiş ise de davaya konu tasarrufun 11.12.2015 tarihinde yapılıp eldeki davanın ise 12.08.2021 tarihinde açıldığı anlaşıldığına göre tasarruf tarihi ile dava tarihi arasında İİY.nın 284. Maddesinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmakla İİY.nın 277. Vd. Maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenmesine olanak yoktur....

          Maddesi ile İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptalini ve müvekkili olan banka alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK 277 ve BK 19 maddesine göre terditli açılan maaş haczine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/04/2021 tarih ve 2020/331 Esas, 2021/153 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....

          Davalı vekili, haksız fiil sorumluluğu için BK'nun 72.maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, iptali istenilen tasarrufun 11.04.2008 tarihinde yapıldığı davanın ise 18.06.2014 tarihinde açıldığı İİK'nun 284.maddesindeki 5 yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, Borçlar Kanunu'nun 19.maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir....

            Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....

            Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davalarında sonuç aynı olsa da yargılama usülleri ve şartları farklıdır. Yargılama usulleri ve şartları farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak dava dilekçesi taraf beyanları ve toplanan deliller karşısında davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptali davası olduğu bu madde ve devamı maddeleri gereği araştırma yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına bakıldığında 21/01/2021 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu davacının gerçek bir alacağı olup alacağın tasarruf işleminden önce doğduğu yani dava koşullarının davada bulunduğu anlaşılmaktadır....

            Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, aciz belgesinin sunulmadığı ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda bulunulmamıştır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde ve İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 818 sayılı BK 18.(6098 sayılı T.B.K 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmış, bunun nedeni olarak da İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal için hak düşürücü sürenin geçmiş olması gösterilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu