Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye emir ve temlik yaptığı Manisa ili Kırkağaç ilçesi 138 ada 11 parsel sayılı zeytinlik niteliğindeki taşınmazın satışa ilişkin tasarrufunun müvekkili bakımından İİK. 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline, mümkün olmadığı takdirde ise TBK 19 maddesi gereğince muvaza nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm ferilerine yeter miktarda cebri icra yetkisinin verilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı ...'a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış ile gerçek değer arasında bedel farkının oluştuğu ve borçlu Kamil'in mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19. maddesine dayanılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....

    İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Davacı alacağının doğum tarihi 21/09/2017 tarihli ihtiyaç kredisi sözleşme tarihidir. Dolayısıyla alacak devirden önce doğmuştur. Somut olayda dava ön şartlarının tümünün mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Aynı konuda başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının istinaf incelemesi yine dairemiz tarafından yapılmış ve 2020/654 esas 2021/1010 karar sayılı 10/06/2021 tarihli ilam ile tasarrufun iptaline karar verilmiştir, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtayda olduğu tespit edilmiştir....

    Bu halde dava, TBK 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı (danışıklı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa sebebiyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacı, muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Bu sebeple davacının, dava konusu tasarrufun muvazalı olduğunu ve bu sebeple zarar gördüğünü ispat etmesi gerekmektedir. Muvazaanın varlığını iddia eden taraf TMK 6. maddesi gereğince bu iddiasını genel hükümlere göre ispat etmek zorundadır. Böylece davacı, İİK 277 ve devamı maddelerindeki karine ve ispat kolaylıklarından faydalanamayacaktır. TBK 19 hükmü bakımından yapılan değerlendirme ve somut olayda: davacı tarafça davalılar arasında yapılan tasarrufun muazalı olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası kullanılmamış ve iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir....

    Maddesine göre talepleri olduğu da dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davada, talep ve anlatım, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak tasarrufun iptalinin, bu mümkün olmaz ise BK'nun 19 maddesi gereğince muvazaalı işlemin iptali şeklindedir. Mahkemece, İİK md 284 "İptal davası hakkını, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." şeklinde düzenlendiği, dava konusu taşınmazların devir tarihlerinin 12/09/2014 ve 06/01/2015 olup, tasarrufun iptali davasının açıldığı tarihinin 30/04/2020 olduğu ve 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, hükmün, davacı vekilince istinaf kanun yoluna taşınmıştır. Davacının (alacaklının) bu davayı açabilmesi bazı şartlara bağlıdır....

    Mahkemece, satış sırasında evlilik birliğinin devam ettiği, davacının kesinleşmiş alacağı bulunmadığı, davacı ilerde doğabilecek bir hak için onun yerine geçerek böyle bir dava açamayacağından İİK'nun 277.madde koşullarının oluşmadığı ve muvazaa iddiasının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ...çlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) -KARAR- Dava, İİK' nun devamı maddelerine dayalı tasurrufun iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 17.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir....

          İcra Dairesi'nin 2014/4405 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, maaşı üzerine birinci sırada haciz işlemi yapıldığını, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, yapılan tasarrufun İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptaline, dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, TBK'nun 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; Karşıyaka 1....

          UYAP Entegrasyonu