Dosyadaki beyanlara, istinaf dilekçelerinde davanın tasarrufun iptali davası olmadığının ileri sürülmemesine ve davacılar vekillerinin dilekçelerindeki vakıaların açıklanması gözetildiğinde, asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İİK 277 ve Devamı Maddeleri Uyarınca Tasarrufun İptali, Olamazsa TBK 19. Madde Uyarınca Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. Somut olayda; dava dilekçesindeki anlatım biçimine göre dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca Tasarrufun İptali, Olamazsa TBK 19. madde uyarınca Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. Talep içeriğine göre öncelikle İİK. 277 ve devamı maddeleri uyarınca Tasarrufun İptali talebi hakkında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, aciz belgesinin sunulmadığı ve hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, aşamalarda davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda bulunulmamıştır. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde ve İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda 818 sayılı BK 18.(6098 sayılı T.B.K 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmış, bunun nedeni olarak da İİK 277 vd maddelerine dayalı iptal için hak düşürücü sürenin geçmiş olması gösterilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/07/2020 NUMARASI : 2019/345 ESAS - 2020/258 KARAR DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının anne ve babasının ortak T4 Şti.nin Viva Pastanesi isimli işyerinde çalışması ve iş aktinin haksız feshedilmesi nedeniyle hüküm altına alınan alacakları için icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun haczedilecek malının bulunamadığını, borçlu şirketin durumunun iyi olması ve borcu olmamasına rağmen şirket müdürü ve % 96 hisse sahibi olan davacının babası Rıfkı Bulut'un müdürlük yetkilerini kötüye kullanarak davacıdan ve aralarında boşanma davası olan eşinden mal kaçırmak için şirket nakitlerini, taşınır ve taşınmaz mallarını muvazaalı olarak başkalarına devrettiğini, en son Balıkesir Altıeylül ilçesi Gümüşçeşme mahallesi 10098 ada 18 parsel...
İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2020 NUMARASI : 2020/606 ESAS - 2020/871 KARAR DAVA KONUSU : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa Mudanya Kumyaka köyü 1714 ada 4 parseldeki taşınmazın 1/12 hissesinin, 1727 ada 2 parseldeki taşınmazın 1/12 hissesinin ve 115 ada 1 parseldeki taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T8 cevap dilekçesinde özetle; pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davalı T6 tarafından davacı şirkete 23/10/2020 tarihinde 31.220,00 TL tutarda ödeme yapıldığını gösterir dekont örneğinin ibraz edildiği, böylelikle davanın konusuz kaldığı belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu kabul edilen haciz tutanağının gerçeği yansıtmadığını, haciz adresinin borçluya ait olmadığını, borçlunun diğer mallarının borcu karşılayıp karşılamadığı hususunda ek rapor alınmadığını, işlemin bağış olmadığını, gerçek satış işlemi olduğunu, buna ilişkin ödeme dekontları sunduklarını, alacağın doğum tarihi ve takibin tasarruftan sonra olduğunu, davacının alacaklı sıfatı bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali istemine ilişkin davada İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Uyuşmazlık, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul 40. Asliye Ticaret mahkemesince; davanın 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde düzenlenen ticari işlerden olmayıp, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 19....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça İİK.nın 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali talep edilmektedir. İddianın ileri sürüş sekli ve dosya içeriğine göre de dava İİK.nın 277 ve devamında düzenlenen tasarrufun iptali davasıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava terditli olarak açılmış olup İİK'nun 277 ve devamı ile BK 19 maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece sadece İİK 277 madde gereğinc einceleme yapmış ve kesin veya geçici aciz vesikası bulunmadığından haczi kabil mal bulunmadığına dair haciz tutanağı sunulmadığından bahisle dava şartı yokluğundan ( usulden red kararı verilmesi yerine ) esastan red kararı verildiği görülmüştür. Dava, terditli açılmıştır. İİK 277 maddesi olmadığı takdirde BK 19 maddesine dayanmaktadır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....