Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T5 vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacının davasının İİK 277 vd. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğunu, bu davanın açılabilmesinin ön koşulunun icra takibi neticesi kesin ya da geçici aciz belgesini bulunması gerektiğini, böyle bir belgenin ibraz edilmediğini, icra takibinin zamanaşımına uğradığını, tasarrufların gerçek bir satış olup, davacı alacaklıya zarar verme kastının bulunmadığını bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. Somut olayda; Davacı varlık yönetimi dava dilekçesinde İİK 277 ve TBK 19 maddelerine dayanmakla, TBK 19. Madde gereği aciz vesikasına gerek bulunmasa da, İİK 277 gereği İİK 105. Madde gereği aciz vesikası varlığı davada bulunmalıdır. Ayrıca davacı alacağının doğumu tasarruftan önce olmalıdır. Davacı 28/12/2012 tarihli borçlu Cihangir'in kefil olduğu kredi sözleşmesine dayalı Boyabat icra müdürlüğünün 2016/3935E sayılı icra takibi ile takip yaptığı takibin kesinleştiği davalıların yaptığı tasarruf tarihi 21/04/2014 olup borcun doğumu olan kredi sözleşme tarihi 28/12/2012 tarihinden sonra tasarrufun yapıldığı , dava İİK 277 maddesine göre sonuçlandırmakla İİK 105....

Mahkemesinin 2006/618 E.sayılı davasındaki 23.10.2008 tarihli, “alacaktan (davadan)feragate” ilişkin tasarruf ile, davalı ... takip borçlusu davalı ... Ltd. Şti. aleyhine açtığı, ... ... Mahkemesinin 2008/330 E.sayılı alacak davasındaki “davanın (borcun) kabulüne” ilişkin tasarrufun iptali talep edilmiş, neticede bu tasarruflar mahkeme kararı ile iptal edilmiş ve iptale ilişkin karar kesinleşmiştir. Her ne kadar tarafları farklı olsa da; verilen kararın hukuki niteliğine göre, işbu dava ile iptali istenilen hususlar kesinleşen mahkeme kararı ile iptal edilmiş olduğundan huzurda görülen dosyada hukuki yarar bulunmadığı değerlendirilmekle, tasarrufun iptali neticesinde, ... tarafından ... ......

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, İİK 277.maddesi gereğince olmadığı takdirde terditli olarak TBK 19.maddesi ile ile tasarrufun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi, taşınmazların üçüncü kişilere devredilmesi ihtimalinde nakden tazmin talebine ilişkindir. Davacının İİK 277 vd maddeleri gereğince tasarrufun iptali talebine ilişkin olarak; Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279. ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır ( İİK.md.281 )....

    Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13/04/2015 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

      Davalılar Mehmet ve T3 vekillinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılabilmesi için gerekli olan İİK 284.maddesindeki hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafın iptalini istediği kooperatif hisse devir sözleşmesinin üzerinden 6 yıl geçtiğini, İİK 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali davası açılabilmesi için iptali talep edilen tasarrufun borcun doğum tarihinden sonra yapılması gerektiğini, takibe konu senedin düzenlenme tarihinin 04.12.2013, davaya konu devir işleminin yapıldığı tarih ise 19.11.2013 olduğunu, dolayısıyla devir önce borçlanan bir şahıs bulunmadığı gibi borçlandıktan sonra bir tasarrufun da söz konusu olmadığını, tasarrufun iptali için muvazaalı bir devir gerektiğini, mahkemenin davanın reddine yönelik kararının yerinde olduğunu, ancak müvekkilleri Mehmet ve Çiğdem lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın istinaf talebinin reddine, vekalet ücretine yönelik yaptıkları...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2019/96 ESAS, 2021/86 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 14....

      Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davacının amacının muvazaalı takip nedeni ile tahsil edemediği paranın kendi alacağından sayılması olduğu anlaşıldığından, dava niteliği itibarıyla İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali istemine ilişkin davada Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi ve İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Uyuşmazlık, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesince,davacının şirket olduğu, takip konusu alacağın çeke dayalı olması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu,ticari davalardan olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; uyuşmazlık İİK'nun 277.ve devamı maddesine göre tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlediği 9.10.2011 tanzim 20.1.2012 vadeli 70.000 TL senetle bacanağı davalı ...'e borçlandığını, ...'in anılan senede istinaden davalı ... aleyhine .... İcra Müdürlüğünün 2012/8 sayılı dosyası ile takip yaptığını, borçlunun maaşı ile taşınmazı üzerine haciz koyduğunu belirterek davalılar arasındaki muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibine ilişkin tasarrufun İİK 277 veya TBK'nun 19 maddesi gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar savunma yapmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu