Somut olayda; davacı, davalı ...’dan altın borcu sebebi ile alacaklı olduğunu, davalı aleyhine Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nüğün 2012/8463 sayılı dosyaları ile takip yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesinin İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirmesi durumundaki; mahkemece tasarruf İİK. 277. Md. Uyarınca iptal edildiği belirtilmiştir. O halde; mahkemece İİK 277 ve devamı maddelerine uygun olarak tasarrufun iptali dava şartlarının olup olmadığı (davacının alacağının gerçek olması, takibin kesinleşip kesinleşmediği, icra dosyasından usulüne uygun alınmış aciz vesikası olup olmadığı, borcun doğumun tasarruf tarihinden önce olup olmadığı) irdelemeksizin gerekçede 278-279-280 md. tartışılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13/04/2015 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
Alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılan Gaziantep İli, İslahiye İlçesi, Çay Mah., 305 Ada, 12 Parsel BB 10'DA Kayıtlı mesken niteliğindeki taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK’nın 277. ve devamı maddeleri uyarınca iptali, aksi takdirde TBK 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ile müvekkili bakımından dava konusu taşınmazlar üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi, davanın, 3.şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ettiği kanısına varılması halinde ise değerler nispetinde alacağımızın faiz ve ferileri ile yapılan takip masrafları da gözetilerek nakden tazmini, İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazın kaydına müvekkili şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle teminatsız ihtiyati haciz ve kötü niyetli üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulması, 5411 sayılı Kanunun 143. maddesi gereğince müvekkili şirketin tüm harç ve masraflardan istisna tutulması...
Davacı tarafın ....davalıların .... ve ... dava konusunun; İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davalı ... tarafından yapılan işlemin asıl amacının davacının alacağını elde etmesini engellemek olduğunun ileri sürülerek ve 3.kişiye yapılan borçlanmanın muvazaalı olduğunu iddia ederek; davacının, alacağın teminini sağlamak için yapılan işlemin iptali istemli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava kavramı içinde değerlendirilemeyeceğinden, 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verdiği, bunun üzerine dosyanın merci tayini için dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/770 esas, 2022/561 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalı T3 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davanın KABULÜ ile; Samsun İcra Dairesinin 2019/70313 Esas sayılı dosyasında yapılan takibin ve bu dosyada borçlu davalı T5'in maaşı üzerine konulan 1. Sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufun, Samsun İcra Dairesi'nin 2020/55103 Esas, 2020/58531 Esas, 2021/434 Esas sayılı dosyalarına konu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere İİK'nun 277 vd. Maddeleri ve Borçlar Kanununun 19....
TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Somut olayda; Dava İİK.'nın 277. ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davasında TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283....
KARŞI OY YAZISI Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davanın ayrıntılarına ve muvazaa ile ilgili açıklamalara ilamda yer verildiğinden ayrıca tekrar edilmeyecektir. Ayrıca dava konusu olayda muvazaalı işlem, taşınmaz satışına ilişkin olduğundan değerlendirme, taşınmaz satışlarında muvazaa ile sınırlı yapılmıştır. Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK’nın 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilip tapu iptali ve tescil yerine kıyasen davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı noktasındadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/7 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/01/2021 tarih ve 2021/7 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İzmir İli, Buca İlçesi, Kızılçullu Mah. 4035 Ada, 3 Parsel, zemin kat 5 nolu bağımsız bölümde kayıtlı dükkan niteliğindeki taşınmazda bulunan 1/2 hisse üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın TBK'nun 19 maddesi kapsamında olduğu belirtilerek değerlendirmenin yapıldığı ve davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
davalı T3 tarafından diğer davalı T3 devri ve satışına ilişkin tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali, mahkemenizce bu talebimiz yerinde görülmez ise TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali, müvekkil bakımından dava konusu taşınmazlar üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi ile ihtiyati tedbir-haciz konulması talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/518 esas, 2022/422 karar sayılı kararında:" Davacı taraf dava dilekçesinde İİK m.277 vd hükümlerine dayandığını belirtmiş iken, hukuki nedenler kısmında TBK m.19 hükmünü de belirtmiş ise de, son olarak davacı vekilince 08.09.2022 tarihli duruşmada davanın İİK m.277 ye dayandığı bildirildiğinden, Mahkememizce de bu yönde inceleme yapılmıştır. ( Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/1444 E. 2022/1723 K. ; Mahkemece davanın hangi hukuki nedene dayalı olarak açıldığı nitelendirilerek o yönde inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davaların yargılama usülleri farklıdır. Her iki sebebe dayanılarak terditli talepte de bulunulamaz. Bu nedenle yargılama usulleri farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....