Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ve taşınmaz üzerinde bulunan bağ tevekleri ve ağaçların davacı tarafça dikilip yetiştirildiğinin tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1983 yılında yapılmış 25.07.1984 tarihinde kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz bu işlemde tapulama dışı bırakılmıştır. Tapusuz taşınmazın tescili davası TMK'nın 713. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılır. Temyize konu dava, tapusuz taşınmazın tescili ile taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olup, anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, dava konusu taşınmazın Kralkızı Barajı yapımı nedeniyle kamulaştırma sahası içinde ve sular altında kaldığı anlaşıldığından, Türk Medenî Kanununun 713. maddesi gereğince ilgili kamu tüzel kişisi olan ........

    Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerindeki muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Kural olarak taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında husumetin muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki, davacı taraf dava dilekçesinde tapusuz taşınmazlar hakkında açılacak davalarda yasal hasım olan Hazine ile taşınmazın bulunduğu Mezra Belediyesi Tüzel Kişiliği ile birlikte taşınmaz maliki olmayan, kamulaştırma işlemini yapan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünü de hasım göstererek dava açmıştır....

      a aidiyetinin tespitine, 252 m2 bir adet evin ... mirasçıları olan tüm davacılara aidiyetinin tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmazın tescili ve muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce orman sınırlandırılması yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu 1982 yılında yapılmış olup taşınmaz orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ... Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tespit edilecek alacağın tahsiline, olmadığı takdirde muhdesatın üzerinde bulunduğu arzın muhtesatla birlikte bedeli davalı ...'ye ödenmek kaydıyla tapusunun veya irtifak hakkının adına tescili isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazın 1971 yılında yapılan tapulama çalışmalarında dere yatağı olarak tespit harici bırakıldığı, davacı tarafından gerekli yasal izinler alınmadan kadastro paftasında dere yatağı olarak belirtilen yere kendi malzemesi ile mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 25.05.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporu ekindeki kroki de A ve B ile gösterilen muhdesatı yaptığı anlaşılmıştır. TMK'nin 723. maddesinde ”malzeme sökülüp alınamaz ise, arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir" hükmü düzenlenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ... ile Hazine ve ... Tüzelkişiliği aralarındaki muhtesat aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair . Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.10.2013 gün ve 404/643 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, ... boşluğu niteliğinde tapusuz taşınmazın üzerinde iki katlı betonarme evin müvekkiline ait olup, bu yerde ...'nün yol yapım çalışmaları için kamulaştırma işlemleri başlattığını, işaret boyaları sürdüğünü, ancak düzenlenen tutanaktan bir suret verilmediğini ileri sürerek, muhdesatın değerinin ve müvekkiline aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuş; davalı köy muhtarlığı takdiri mahkemeye bırakmıştır....

            DELİLLER: Dava dilekçesi,davalı savunması, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, tapusuz taşınmazın tescili ve muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

            Muhdesatın tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının bulunması halinde, bu davadaki yargılama sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin veya mirasçılarının, muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın kamulaştırma işlemine ya da kentsel dönüşüme tabi tutulması halinde, tapu maliklerinin tamamının, taşınmazın tapusuz olması halinde ise, Hazine ile ilgili Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğinin davada yer alması zorunludur. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Mahkemece 28.11.2014 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucunda keşfe katılan fen bilirkişi tarafından tanzim edilen 28.11.2014 tarihli raporda; dava konusu tespitine karar verilmesi istenen ağaçların A ve B harfleri ile gösterilen alanda, mevcut karayolunda ve kamulaştırma planı içerisinde kaldığının belirtildiği görülmüştür. Dava konusu muhdesatların bulunduğu alanda ...'...

              Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında; taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti talebinin niteliğine gelince, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez ve kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir....

                Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2015 tarihinde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.09.2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili; dava konusu edilen ve tescil harici bırakılan taşınmazdaki ağaçların müvekkilleri tarafından dikildiğini, davalı ...’nin kanal geçirmek suretiyle ağaçları kestiğini belirterek, ağaçların müvekkillerine ait olduğunun tespitine ve doğan zarar nedeniyle 2.500 TL’nin davalı ...’den alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

                  Bu hükümle başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Ayrıca, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Ne var ki; çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekmektedir (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 17/10/2017 tarihli, 2015/7247 Esas, 2017/13057 Karar sayılı kararı)....

                  UYAP Entegrasyonu