İlk derece mahkemesi tarafından yapılan 29/09/2022 tarihli duruşma zabtı sonucunda; - Davalı vekilinin ihtiyadi tedbir kararının kaldırılması talebinin HMK 398 ve devamı maddelerine göre mevcut durumda meydana gelecek değişimde tapu kaydındaki şerhler ve davadaki taleplerin yargılamayı gerektirdiği ve söz konusu tedbirlerin salt dava konusunu ilgilendirildiği anlaşıldığından ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TMK'nın 713/2. Maddesine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır....
Maddi ve usul hukuku temel uygulamaları, TMK 713 maddesindeki 1. ve 2. fıkra şartlarının "dava tarihi" itibarıyla değerlendirilmesini gerektirir. Eldeki dava, 27.06.2016 günü açılmıştır. Dava tarihinde dava konusu taşınmaz, tapuda kayıtlıdır. Kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın şartlar oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Dava tarihi itibarıyla tapulu olduğu anlaşılan dava konusu taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün bulunmadığından açılan davanın reddi gerekirdi. Kabule göre de, (B) harfi ile gösterilen 10.745,94 m²lik alanın ifrazı ile tapu iptal ve tescile karar verilmesi, 5403 sayılı Kanunun emredici hükümlerine aykırılık oluşturur....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Dava, bilinmeme sebebine dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilmiş ise de dava dilekçesi içeriği ve Dairenin 20.02.2014 tarihli ve 2013/4000 Esas, 2014/2914 Karar sayılı ilamındaki davanın TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı “ölüm” sebebine dayanılarak açılan iptal ve tescil isteği olduğuna ilişkin nitelendirme dikkate alınarak davanın TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı “ölüm” sebebine dayanılarak açılan iptal ve tescil isteği olduğu açıktır. Mahkemece, gerekçeli kararın talep kısmında mahkemece talebin kayıt malikinin 20 yıldan fazla bir süredir ölmüş olduğu şeklinde özetlendiği ve bozma ilamına uyularak taraf teşkili sağlandığı halde davanın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülmüştür....
önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemeyeceği ve o yerin mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal etmeyeceği, 1744 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmi Gazete Yayınlanarak yürürlüğe giren "Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzüğün"ün 34. maddesinin "Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle ayrı bir madde halinde belirler....
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın ve Temmuz 312 tarih 122 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak tespit ve tescil edildiği, taşınmazın tespitine dayanak oluşturan Temmuz 312 tarih 122 sıra nolu tapu kaydındaki açıklamalara göre; bu yerin ...Bey oğulları Osman Çavuş, Seyit Mehmet ve ...adına kayıtlı bulunduğu, ...ve Seyit Mehmet’in namı diğerlerinin Hoşevekli oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Görülmekte olan davada dava konusu pay maliki Hüseyin’in ...bey oğlu namı diğeri Hoşevekli oğlu ...olduğu ve Osman Çavuş ve Seyit Mehmet isminde iki kardeşi bulunduğu tapu sicilinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle de davanın reddi gerekir....
Görülüyor ki; yapılan son yasal düzenlemeler yıllardır süregelen “tapu iptal davası” uygulamasını bir anda değiştirmiştir. Artık yönetmeliğin bu yeni maddesine göre, tapu kadastro komisyonlarınca verilen tapulara iptal davası açılmayacak ve bu tapulara değer verilecektir. Yeni düzenlemenin temelinde vatandaşların AİHM’den ve Yargıtay’dan tazminat talep etmeleri ve mülkiyet hakkı ihlali yapıldığı gerekçesi ile özellikle AİHM’nin devleti tazminat ödemeye mahkum etmesinin yattığı söylenebilir. Bu düzenlemelerle artık tapu iptal davaları açılmayacak ve araziler hakkında tazminat talebi istenmeyecek duruma gelmiştir. Sonuç itibariyle bu gelişmelerden sonra orman sınırları içinde kaldığı gerekçesi ile tapusu iptal edilen vatandaşlar, iç hukuk yollarında tazminat talep etmeye ve yapılan inceleme ve değerlendirmelerin sonrasında, uygun bulunması halinde de belli bir miktar tazminat almaya hak kazanmışlardır....
Mahkemece, davalı ... yönünden yazılı sözleşme ibraz edilmediğinden davacılar tarafından davalı ... aleyhine açılan tapu iptal ve tescil ve tazminat davasının reddine, davalılar ... ve ... mirasçıları yönünden tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile 261 ve 413 parsellerin davalı ... ve diğer davalıların murisi ...'ın, muris ...a ait ...... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/06/2011 tarihli ve 2011/755 Esas 2011/807 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında tapu kayıtlarının iptali ile bu oranlarda davacıların murisi ...'e ait ......
Köyü 949 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde ve orman sayılan yer olduğunu özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ORMAN olarak Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında ilk orman kadastrosunun aplikasyonu ve ... ... Vakfının tapulu taşınmazları yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğünün itirazı üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile orman kadastrosu iptal edilen yerler hakkında yapılan ormanların kadastrosu çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, bu işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen 7 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri de 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir....
Hukuk Dairesi 2009/7132 E. , 2009/12060 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davaya konu ... Köyü 58 parsel sayılı taşınmaz yörede 1983 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tapu kaydına dayanılarak ... ... adına tespit ve tescil edilmiş intikal ile davalıya geçmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve 2/B uygulama alanında kaldığından tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....