Tapulu taşınmazların satışı TMK.nun 706, BK.213, 2644 sayılı Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmazlar ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK.nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şekli olmayıp bir şekil şartıdır. Bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davacılar vekilinin, tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Ne var ki, davacılar tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde bedelin uyarlanması suretiyle hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır. Terditli açılan bu davada tapu iptali ve tescil isteği açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığına göre bedelin uyarlanması yoluyla hüküm altına alınması gerekmektedir....
Davacılar ise, 04.04.1985 tarihli harici satış senedine dayanmaktadırlar. Ayrıca, 108 ada 3 parselin belediye encümen kararı ile davalılar adına tescil edildiği, encümen kararının iptali için davacılar tarafından idare mahkemesinde açılan davanın reddedildiği görülmüştür. Tapulu taşınmazın satışına dair sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (TMK. 705, BK. 213, Tapu K. 26 ve Noterlik K.60 maddeleri) Resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil talep edilemeyeceğinden, davacıların tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Tapulu taşınmazların satışı TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı BK. nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmazlar ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartı bir ispat şekli olmayıp bir geçerlilik şartıdır. Bu nedenle davacı tarafın dayandığı resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemez ve buna dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulamaz. Davacı vekilinin, tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, Ne var ki, davacı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde hisse bedelinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.05.2010 gün ve 409/316 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu 143 ada 339 parsel numaralı taşınmazı 1.1.2000 tarihinde harici senetle satın aldığını açıklayarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu 143 ada 339 numaralı parsel kadastro tutanağı 31.08.1999 tarihinde düzenlenmiş, tutanak 17.5.2001 tarihinde itirazsız olarak kesinleşmiş ve tapu siciline işlenmiştir. Davaya konu edilen harici satış ise, 01.01.2000 tarihli olup, tespit tarihinden sonra tutanağın kesinleşmesinden öncedir. Dolayısıyla satış tarihi itibariyle taşınmaz tapusuzdur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/255 Esas 2019/5 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava öncelikle harici satışa dayalı tapu tescil veya temliken tescil bu iki talep yerinde görülmediği takdirde tazminat isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil talebi değerlendirildiğinde; bilindiği üzere tapulu bir taşınmazın mülkiyetin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez....
Mahkemece, tapulu taşınmazın harici satımının geçersiz olduğu, 1968 yılındaki kadastro çalışmalarında taşınmaz üzerindeki evin ...’a ait olduğunun tapuya şerh edildiği, 10 yıllık süre içinde ...’nin şahsi hakkını kullanmadığı, taşınmaz malikinin belli olduğu, taşınmazın zilyetlikle edinimi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nin 713/2. maddesinde yazılı "ölüm" hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde harici satış nedeniyle önceki zilyedin zilyetliğine dayanan tapu iptal tescil davasıdır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir....
Mahkemece, dava konusu 242 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yerde 1958 yılında kadastroca tespitin yapıldığı ancak davacının harici satış senedi ile 21/08/1990 yılında satın aldığında taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu gerekçesi ile davacının tapu iptal ve tescil davasının reddine, davanın diğer talep yönünden kısmen kabulü ile; 6.997,59 TL. nin dava tarihinden yasal faizi ile davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK 713/1 ve 713/2 maddesinde yazılı bulunan “ölüm” hukuki nedenine dayalı mülkiyet aktarımına yönelik tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde harici satımla alınan taşınmaz üzerine dikilen ağaç ve yapıların masraflarının tazmini isteminden ibarettir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 242 parsel sayılı taşınmazın intikalden önce 18/04/1963 tarihinde tapulama yolu ile davalıların kök murisi ... adına kayıtlı olduğu, muris ...'...
Kadastro sonucu Kahramanmaraş İli, Andırın İlçesi, Çığşar Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 13 parsel parsel sayılı 620,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Hatice Loğoğlu adına 29.7.2002 tarihinde tespit ve 31.01.2012 tarihinde tapuya tescil edilmiş, daha sonra satın alma nedeniyle T3 adına 27.12.2012 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı T1, 13.7.2004 tarihli harici satış senedine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu iptal ve tescil istemiyle 25.11.2016 tarihinde dava açmıştır. Dava, 2002 yılında tespiti yapılan taşınmaza yönelik tespit sonrası ancak kesinleşme öncesi yapılan harici satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....
Mahkemece, davanın kabulü ile, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, bir kısım davalılar vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1010 esas 2018/7 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava harici satış işlemine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu taşınmazın evveliyatının 379 parsel olduğu ve 17/10/1970 tarihinde kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, davacının ise 25/09/1990 tarihli harici satış senedine dayandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava tapulu taşınmazın harici satışına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 07.07.1972 tarihli satış senedine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı ve davaya dahil edilen kayıt malikleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Davada dayanılan 07.07.1972 tarihli sözleşme, taşınmaz satış vaadine değil tapulu bir taşınmazın satışına ilişkindir. Tapulu taşınmazların satışı, Türk Medeni Kanununun 705. ve Borçlar Kanununun 213.maddeleri gereğince tapu sicil müdürlüğünde yapılacak resmi sözleşmeyle mümkündür....