WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafça dava konusu Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, Salmanlı Mahallesi, 3271 nolu parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 97 nolu haciz şerhinin kaldırılması talep edilmiş, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı tarafça istinaf aşamasına taşınmıştır. Haciz şerhine ait dayanak belgelerin temini bakımından ilk derece mahkemesince yapılan araştırma sonucunda davalı idare yazı cevabında; alacağın konusunun ne olduğu konusunda ve alacak miktarı ile ilgili belge bulunmadığı, Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 1955/342 Esas sayılı icra dosyasının imha edildiğinin İstanbul Anadolu 1....

İcra Müdürlüğünün 2018/12177 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmış olup ipotek limiti 1.000.000,00 TL'dir ve 150/c şerhinin kaldırılması için ipotek limiti üzerinden hesaplanan 22.700,00 TL harç yatırılmıştır. Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2018/10751 Esas sayılı dosyası ilamsız takip olup toplam alacak miktarı 5.331.428,96 TL'dir. İki ayrı takibin konusunu oluşturan alacak Eskişehir 7. Noterliğinin 01/11/2018 tarih 17580 yevmiye nolu ihtarnamesi ve aynı kredi sözleşmelerine dayanmaktadır. Takip tarihleri 21/11/2018 ve 10/12/2018'dir. Takipte tekerrür olmamak kaydı konulmuş, hangi icra takibi ile mükerrer olduğu belirtilmemiştir. Alacaklı vekili ipotek dosyasında 150/c şerhinin, ilamsız takip dosyasında ipotekli taşınmazdaki haciz şerhinin kaldırılmasını istemiştir. İcra müdürlüğü ipotek dosyasında alacak limiti üzerinden 22.700 TL harç alınmasına karar vermiş ve tahsil edilmiştir....

İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka deyişle haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır (HGK. nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K sayılı ilamı). Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de bulunmadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Somut olayda, İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2015/7709 Esas sayılı icra dosyasında borçlulardan Hayrullah Şenkaya üzerine kayıtlı "Bahçelievler Kocasinan Mah....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.04.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, haciz serhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, haciz şerhinin kaldırılması istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 22.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı ......

      bentlerinin çıkartılmasına, yerine [ Mahkememizin ilk kararında tespit edilip idarece davalılar adına tapudaki hisse oranlarına göre bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki 413.382,45- TL farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalılar tarafından bankadan çekilmesine kadar geçen sürede varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye ödenmesine,] ibaresinin yazılmasına,b-6. bendin çıkartılmasına, yerine (İ... ili, ... ilçesi, ...Mahallesinde kain 6577 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan TAPU KAYDININ İPTALİ ile davacı idare adına TESCİLİNE,) ibaresinin yazılmasınac- Hüküm fıkrasına ilave bent olarak (Davalılardan ... hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasınad-7. bendinin çıkartılmasına (Davacı idare harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ) cümlesinin yazılmasına,e-9. bendinde bulunan (... ve ...) isimlerinin...

        Öte yandan davacı vekili dava dilekçesinde tapuda alacaklı Ümran lehine konulan haczin muvazaalı olduğunu iddia etmiştir. 10 yıllık takyit süresinin dolduğu gün olan 6.5.2015 tarihinde haciz şerhinin konulduğu da dikkate alındığında davacının varsa muvazaaya ilişkin delilleri toplandıktan sonra muvazaayı ispatlaması halinde sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Hukuk Mahkemesince karar verildiği,bu karara ait ilamın temyiz süresinin geçirilmesinden dolayı 20.4.1990 tarihinde kesinleştiği,pay sahiplerinden birisinin vergi borcundan dolayı gönderilen ve 24.10.1991 tarihinde kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen istenilen kamu alacağının süresi içinde ödenmemesi üzerine,haciz varakasının tanzimi ile bahis konusu parseller üzerine … gün ve … ile … gün ve … yevmiye numaralı olarak haciz şerhinin konulduğu, davacının mahkeme ilamının yerine getirilmesi için tapu dairesine başvurması üzerine ihtiyati haciz öğrendiği, tapu dairesinin davacı talebini yerine getirmemesi sonucunda haciz işleminin kaldırılması talebiyle 6.11.1991 tarihli dilekceyle vergi idaresine başvurduğu, bu talebine cevap verilmemesi sonucunda 8.1.1993 tarihinde açılan dava teşkil etmektedir....

            Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olaya gelince; mahkemece 04/03/2004 tarihinden sonra taşınmaz üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, hangi tarihli haciz şerhlerinin kaldırıldığı hükümde açıkça gösterilmediğinden karar infaza elverişli değildir....

              İcra Müdürlüğü'nün 2016/407 Esas sayılı takip dosyasından ihtiyati tedbir kararının 19/03/2012 tarihinde tapuya tescil ve şerhinden sonra icrai haciz şerhi konulduğu, ihtiyati tedbir kararının tapuya tescil ve şerhinden sonra haciz şerhinin işlenmesi durumunda konulan haciz şerhinin tapu sicilinin açıklığı ilkesi gereğince hüküm ifade etmeyeceği, davalı alacaklı ING BANK A.Ş. nin dava konusu taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğunu tapu kaydında yazılı ihtiyati tedbir şerhini görerek öğrendiği halde haciz şerhi koydurduğundan iyiniyet iddiasından bulunamayacağı, o halde ihtiyati tedbir kararından sonra lehine konulan haciz şerhinin terkinine dair verilen İDM kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçesi yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir....

              ve mülkiyeti müvekkile ait olan malların satılması halinde bu borç kiracının borcundan düşülecek ve dolayısı ile kalan borç daha az olacağından daha az temerrüf faizi ödemek zorunda kalacağını, Mahkemenin vermiş olduğu karar her iki tarafın menfaatine değil bilakis her iki tarafın da zararına olduğunu, halihazırda taraflarınca ihtiyati tedbir kararı alındığını, talep edilen hususun yeniden ihtiyati tedbir verilmesi değil kanundan doğan tasarruf yetkisinin kullanılacağının bildirimi ve kanundan doğan hakkın kullanılabilmesi için gayrimenkul üzerindeki finansal kiralama şerhinin kaldırılması istemi olduğunu, fks şerhinin tasarruf yetkisini kısıtlayıcı nitelikte olmadığı görüşü de kanuna aykırı olduğunu, fks şerhinin kaldırılması hususunda mahkeme aksi kanaatte ise ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazarak fks şerhinin gayrimenkulün satışına engel olmadığını, gayrimenkulün üzerinde fks şerhi varken satılması hususunun herhangi bir engel teşkil etmediğinin ilgili tapuya bildirmesinin talep...

                UYAP Entegrasyonu