Elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına elatılan taşınır veya taşınmaz malın maliki tarafından eşyaya haksız olarak elatan kişiye karşı açılır. Davanın açılabilmesi için, taşınır veya taşınmaz üzerindeki aynî hakka elatmanın mevcut veya gelecekte doğacak olması ve davacının elatmaya katlanma yükümlülüğünün bulunmaması gereklidir. Elatmanın önlenmesi davasında, ispat yükü davacıdadır (TMK m. 6, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 190/1). Bu anlamda davacı, aynî hakkını ve davalının aynî hakka elattığını ispatla yükümlüdür. Davalı da, aynî hakka elatmadığını veya elatmakla birlikte elatmasının haksız olmadığını (davacının elatmaya katlanmakla yükümlü olduğunu) ispatla yükümlüdür. 25. Elatmanın önlenmesi davasının amacı, aynî hakka elatmanın sona erdirilmesi veya elatma tehlikesinin önlenmesidir. Elatmanın önlenmesi davası sonucunda davalı, elatmayı sona erdirecek davranışları yapmaya veya elatmaya yol açacak davranışlardan kaçınmaya mahkûm edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 31.12.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsiz olduğuna dair verilen 26.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kiralanan taşınmaza elatmanın önlenmesi talebi olarak nitelendirildikten sonra 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2014 NUMARASI : 2014/272-2014/383 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat ve haksız işgal tazminatı isteklerinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....ç'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil, maddi tazminat ve yıkım bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir....
Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu kat irtifakı kurulu 10 parsel sayılı taşınmazda yer alan 14 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından hiçbir hakka dayalı olmaksızın işgal edildiğini, ihtarname keşide edilmesine rağmen davalının haksız işgale son vermediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı dava dışı kişiye teminat amaçlı devrettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haklı bir sebebe dayalı olmaksızın taşınmazı işgal ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Mahkemece, müdahale olgusu keşfen saptanarak kayda üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
Maddesine göre; "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a bakma görevi 1. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle dosyanın 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine 19/11/2020 günü oybirliğiyle karar verilmiştir. Oktay KAYA Başkan 34234 Tümay DOĞRU Üye 38169 Cemal Alper ÜNAL Üye 40743 Soner KILIÇ Katip 243644 *Bu belge 5070 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tenkis KARAR Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarih ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca Dairenizin bakmakta olduğu taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, yıkım ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istekli davalar sonucu verilen kararların temyiz incelemesinin Dairemiz'in görevine girdiğine ilişkin karar verilmiş ve dosyalar Dairemize gönderilmiş ise de; Dairenizden gelen dosyalar arasında yukarıda numarası yazılı davada, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın tenkis istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, dosyanın yeniden Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ KAR A R _ Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil, yargılama esnasında ıslah ile tahsis edilen taşınmaz bedelinin rayiç değerinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, taşınmaz üzerinde yapı yapılmadığı gibi temele de rastlanılmadığını, arsa bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 02.12.2013 tarihli 2013/14304 Esas 2013/14913 Karar sayılı ilamı ile "Davacının dayandığı tapu tahsis belgesinin geçersizliğine dair idarece alınmış bir karar veya tahsis belgesini iptal eden bir yargı kararı bulunmadığı sürece bu belge hukuken geçerlidir....
Hukuk Dairesinin 07.09.2020 tarihli 2018/5447 Esas, 2020/4903 Karar sayılı ilamı ile "Karar başlığında Aile Mahkemesi yazılmış ise de maddi hata sonucu yazıldığı mahkemesinde her zaman düzeltilebileceği davacı vekilinin, 879 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme tazminatı ve haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat davası açmış olmasına rağmen, sadece 21 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak eski hale getirme tazminatı hakkında hüküm tesis edilmesi, elatmanın önlenmesi ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının dava tarihinde malik sıfatını haiz olmadığı, dava tarihi itibariyle kişisel veya ayni hakka dayanan hakkını ispat edemediği gerekçesiyle, aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar vermiştir....