Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

lu ek protokol'ün 1.maddesi anlamında kamu yararı kapsamına girdiğine dikkat çekmekle birlikte, mülkiyetten yoksun bırakma halinde, ihtilaf konusu tedbirin arzu edilen dengeye riayet edip etmediğinin ve bilhassa da başvuranlara orantısız bir yük yükleyip yüklemediğinin belirlenmesi için, iç hukukta öngörülen telafi yöntemlerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatarak, mülkün değerine karşılık gelen makul bir meblağın ödenmeden, mülkten mahrum bırakmanın aşırı bir müdahale teşkil edeceğini ifade etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

    Gereği düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının tapu siciline güvenerek satın almış olduğu ve tapu kayıtlarında 3.602,65 m2 olan dava konusu Edirne ili, Merkez ilçesi, Su Yolları mahallesinde kain 1388 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın aslında 1.905,47 m2 olduğunu Edirne Kadastro Müdürlüğü'nün yazısı ile öğrendiğini, bu durumun satıştan önce davacıya bildirilmediğini, davacının satıcıya taşınmazın gerçek değerinden çok fazla satış bedeli ödemek durumunda kaldığını, davacının taşınmazı tapu siciline ve tapu kayıtlarına güvenerek aldığını, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle zarara uğradığını belirterek, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle davacının uğradığı zarar için 30.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, bilahare 15/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 53.891,61 TL artırarak, 83.891,61 TL'nin dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle...

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2007 gün ve 2004/461-105 sayılı kararının kesinleşmesiyle adına olan tapu kaydının iptal edilip Hazine adına tapuya kayıt edildiği, tapuya güven ilkesi gereğince devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğu bulunduğu, bu nedenle Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik 15.000,00.-TL maddi tazminatın, tapu iptal tescile ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Mahkemece fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00.TL üzerinden davanın KABULÜNE, 15.000,00.-TL'nin 18.12.2008 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kayıtlarının tutulması nedeniyle uğranılan zararın Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince tazminine ilişkindir....

      Mahkemece, dava konusu taşınmaz 2510 ve 3367 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tahsisen tescil edildiğinden, tapu kaydının dayanağı olan idari kararla tahsisen tescil yoluyla sicil oluşturulurken yapılan yanlışlıkların giderilmesi de idari yargı yerinden istenebileceğinden dava dilekçesinin görev noktasından reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Gerçekten, taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyismi, baba adı ve doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Öncelikle belirtilmelidir ki Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi hükmünce tapu sicilinin doğru tutulmasından devlet sorumludur. Üstelik tapu sicilinin düzgün tutulması kamu düzeniyle ilgilidir....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre, dava; tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan tazminat istemine ilişkindir. 1) Hazinenin temyiz itirazları yönünden; mülkiyet hakkı, Anayasanın 35. maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. maddesiyle de güvence altına alınmıştır....

          Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 19.02.2014 tarihli yazısında, davacının satın aldığı hisse ile ilgili olarak kütük veya sistem üzerinde herhangi bir düzeltme yapılmadığının bildirildiği, davacının tapuda gerekli düzeltim işlemi yapıldıktan sonra, eksilen bölüm ile ilgili zararının oluşacağı, tapu sicilinin tutulması nedeniyle henüz bir zararının doğmadığı ve bu aşamada tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı, kabule göre de; tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın kapsamı belirlenirken, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerektiği düşünülmeden, taşınmaza genel deyimlerle değer biçen geçersiz rapor uyarınca hüküm kurulması; tapudaki hatalı hisse miktarına göre tazminata hükmedilmesi gerekirken davacının satın aldığı payın tamamının bedeline hükmedilerek söz konusu hissenin Hazine adına tesciline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle hükmün bozulmasına...

            Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr. Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, ... 1976 Sh. 63 vd). Bu nedenle sicilin hukuka uygun tutulması kavramı tapu mevzuatına uygunlukla sınırlı bir kavram olmayıp, hukukun genel ilkelerine uygunlukta gerekmektedir. Bunun dışına çıkan her hukuka aykırı davranıştan Devletin sorumluluğu asıldır. Tüm bu açıklamalar sonucunda somut olaya bakıldığında; ......

              İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, emsallere göre belirlenen bedelin düşük olduğunu, komşu taşınmazlarla çelişki oluşturulduğunu, sundukları örneklerin irdelenmediğini, harçların iadesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, taşınmazın orman arazisi olduğunun gözardı edildiğini, hesaplama yönteminin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe : A) Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur....

              bırakmanın aşırı bir müdahale teşkil edeceğini ifade etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 08/10/2020 günü taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları da dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacılar vekilince temiz edilmiştir. Dosyada bulanan kanıt ve belgelerden; ......

                  UYAP Entegrasyonu