Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, tapu sicilinin hatalı tutulmasından dolayı uğranılan zararın, devletin sorumluluğuna ilişkin Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, yargı yolu ve husumet bakımından davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından istinaf olunmuştur. Davacı, tapu kaydına güvenerek, tapu sahibinden satın aldığı taşınmazda ölçümleme hatası yapıldığı gerekçesi ile tapuda yazılı yüzölçümünün küçüldüğünü, tapu siciline güvenerek satın alması nedeniyle oluşan zarardan Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince davalıların sorumlu olduğunu belirterek, uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Kadastro çalışmaları sırasında davaya konu taşınmazın yanlış ölçülmesi sonucu, tapudaki durum davacının daha fazla bedelle taşınmaz satın almasına neden olmuştur....

Hükmü Şahsiyete Haiz Amme Ormanı sınırları içinde bulunduğunun belirtildiğini, mevcut olayda tapu sicilinin tutulmasında devletin sorumluluğunun esas olduğunu, kesinleşen orman tahdit işlemi gereğince orman sayılan yer hakkında tapu kaydı oluşturularak bu kayıt iptal edilmeksizin özel mülkiyete konu edildiğinden doğan zararlardan devletin kusursuz sorumluluğunun esas olduğunu, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat davalarının Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerekmekte olduğunu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete tabi olduğunu ve Devletin Hüküm ve tasarrufu altında olan bir yer olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

    Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. I. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

    TMK’nın 1007 nci maddesinde kabul edilen sorumluluğun doğabilmesinin ilk şartı, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 7 nci maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır. Bildirim yükümlülükleri, sicilin tutulmasına ilişkin araçların korunması, saklanması, kayıtların yazımından önce gerekli araştırmaların yapılması, siciller ile ilgili örneklerin ilgilisine verilmesi, sicildeki bilgilerin eksik ya da yanlış çıkartılması gibi hususlar da tapu sicilinin tutulması kavramı içine girmektedir. Devletin sorumluluğundan söz edebilmek için bu kayıtların tutulması sırasında bir hatanın mevcut olması veya gerçeğe aykırı bir sicilin tutulmuş olması gerekir. Tapu sicilinin tutulması nedeniyle Devletin sorumlu tutulabilmesinin ikinci şartı, bir zararın oluşmasıdır....

      Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan, tapu kütüğünün oluşumu aşamalarında kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturduğu kuşkusuzdur. TMK’nın 1007 nci maddesinde kabul edilen sorumluluğun doğabilmesinin ilk şartı, Tapu Sicil Tüzüğünün 7 nci maddesinde sayılan ana ve yardımcı sicillerin Devlet tarafından tutulması için gerekli bir eylem veya işlemin bulunmasıdır. Bildirim yükümlülükleri, sicilin tutulmasına ilişkin araçların korunması, saklanması, kayıtların yazımından önce gerekli araştırmaların yapılması, siciller ile ilgili örneklerin ilgilisine verilmesi, sicildeki bilgilerin eksik ya da yanlış çıkartılması gibi hususlar da tapu sicilinin tutulması kavramı içine girmektedir. Devletin sorumluluğundan söz edebilmek için bu kayıtların tutulması sırasında bir hatanın mevcut olması veya gerçeğe aykırı bir sicilin tutulmuş olması gerekir....

        Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, ... ,1976 Sh. 63 vd). Bu nedenle sicilin hukuka uygun tutulması kavramı tapu mevzuatına uygunlukla sınırlı bir kavram olmayıp, hukukun genel ilkelerine uygunlukta gerekmektedir. Bunun dışına çıkan her hukuka aykırı davranıştan Devletin sorumluluğu asıldır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz ile ilgili tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , Tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacının sahibi olduğu taşınmazın tapu kaydının orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ormanların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....

          bildirildiğini, müvekkilinin 984 m2 arsasının 1000/4920 hissesini satın aldığı halde hazlihazırdaki maliki olduğu taşınmazın yaklaşık 100 m2 lik kısmını kaybettiğini, müvekkilinin zarar uğratan hususunun tapu sicilinin hatalı tutulmasının olduğunu, Medeni Kanunun 1007 maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlı tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunu, bu sebeplerle müvekkilinin tapu kayıtlarında görüldüğü gibi 984 m2 olarak satın aldığı taşımaz hissesinin esasen 492 m2 olduğu anlaşıldığından müvekkilinin yaklaşık 100 m2 arsa kaybı olduğu dikkate alınarak müvekkilinin zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

          Tapu iptale ilişkin karar 2019 yılında kesinleşmiş olup, eldeki dava 2019 yılında açıldığından bu itiraz yersizdir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

          UYAP Entegrasyonu