Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye satıldığını öğrendiğini, Türk Medeni Kanunun 1007 maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan devletin sorumlu olduğunu, müvekkilinin taşınmazı satın alma işleminin sicile işlenmemesinin tapu sicilinin düzgün tutulmamasından kaynaklandığını ve esasen müvekkiline ait olan taşınmazın bu sebeple icrada satılarak müvekkilinin zarar uğramasına neden olunduğunu, mülkiyet hakkının anayasal bir hak olduğunu, taşınmazın mülkiyetinin ispatının tapu sicili ile mümkün olup sicillerin doğru tutulmasının devletin sorumluluğunda olduğunu ancak sicilin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devletin bu sorumluluğunu gereğini yerine getiremediğini, müvekkilinin tapu işlemleri ve diğer resmi işlemlere karşı güveninin kalmadığını, müvekkilinin beğenerek aldığını evini kaybettiğini, olayın müvekkilinin devlete olan güvenini zedelediğini, huzurunun ve psikolojisinin bozulduğunu bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın rayiç bedelinin tespiti...

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleştirilen dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın TMK'nın 1007. maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/358 Esas 2015/527 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı adına kayıtlı olan Bursa ili, Karacabey ilçesi, Boğazköy Mahallesi, Kumluk mevkii 1314 parselde kayıtlı taşınmazın 506 m² lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği ve hükmün 12/07/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

    Belediye Başkanlığı’nın ise 148/1136 oranında paydaş olduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesinde, "Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almaktadır. Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, bu kayıtlarda oluşan hatalardan Devlet, TMK'nın 1007. maddesi gereğince kusursuz olarak sorumludur. -2- 2015/15905-2017/4557 ... Tapu Müdürlüğü tarafından yapılan hatalı işlem nedeniyle davacının zarara uğradığı sabittir. Ancak; TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talep edilebilmesi için uğranılan zararın başka türlü karşılanabilme olanağının bulunmaması gerekir. Davacı adına tescil edilmesi gereken payın ......

      Tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin mameleki çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu mevzuatı ile sınırlı olmayıp, bu mevzuat dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun her iki halde de ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr.Lale Sirmen, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devlet'in Sorumluluğu, Ankara ,1976 Sh.63 vd)....

        İlk derece mahkemesi kararının özeti : İlk derece mahkemesince taşınmazın m2 değerinin 97,10 TL üzerinden davanın kabulü ile 227.566,80- TL 'nin tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren (17/06/2008) işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran: İstinaf kanun yoluna davalı tarafından başvurulmuştur. İleri sürülen istinaf sebepleri : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumet sebebiyle red kararı verilmesi gerektiğini, fahiş bedel tespit edildiğini, zamanaşımı sebebiyle davanın reddi gerektiğini, faizin hatalı uygulandığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Değerlendirme ve Gerekçe ; Dava, TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Yalova 2....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 3. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....

          Davalı Hazine vekili; Orman Yönetimi tarafından açılan dava üzerine davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 29.875,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

            Davalı ... vekili; Orman Yönetimi tarafından açılan dava üzerine davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 50.807,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

              Davalı Hazine vekili; Orman Yönetimi tarafından açılan dava üzerine davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetime yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağının olmadığını, 6292 sayılı Kanun uyarınca idareye başvuruda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 47.860,70- TL. tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu