Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından açılan dava sonucu Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/401 E-2011/505 K sayılı ilamıyla 830 m2 yüzölçümlü kesiminin kıyıda kaldığı gerekçesiyle sicil kaydının iptaline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 12.07.2012 tarihinde kesinleştiği, davacı belediyenin fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 1.000 TL tazminat istemiyle 01.07.2014 tarihinde eldeki davayı açtığı, 05.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 235.550 TL olarak artırdığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “ sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi “ tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Tapu sicilinin unsurları, TMK'nın 1000 ilâ 1003. maddeleri arasında ve Tapu Sicil Tüzüğünün 7....

    Şöyle ki; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararları). Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; her ne kadar dava dilekçesinde tapunun iptal edildiğinden sözedilmişse de; davacının bildirdiği ... 2....

      (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....

      Kadastro Mahkemesinin ... sayılı ilâmıyla reddedildiğini, temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, tapu kayıtlarında olduğuna ilişkin şerh bulunmadığını, kesinleşen tahdidi içinde kalan yere tapu verildiğini, tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle müvekkilinin zararının oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.-TL'nin tazminat olarak müvekkillerine verilmesi istemiyle belirsiz alacak davası açmıştır. Mahkemece; davacının açtığı kadastrosuna itiraz davasının ... Kadastro Mahkemesinin ... sayılı kararıyla reddedilerek 08.04.1999 tarihinde kesinleştiği, anılan karar uyarınca davacının dayandığı tapu kayıtlarının hukuken geçersiz hale geldiği, 08.04.1999 tarihinden itibaren 10 yıl içinde dava açılmadığı, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır. Verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir....

          Değerlendirme ve Gerekçe Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/159 Esas 2018/123 Karar sayılı kararı dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, kararın 06.07.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

          Maddesi hükmü ile kanun, tapu sicilinin sebep olduğu zararlardan dolayı bir sorumluluk değil, tapu sicilinin yolsuz tutulmasından dolayı bi sorumluluk biçimi düzenlediğini, söz konusu davada Hazineye yöneltilebilecek bir kusur ya da sorumluluk bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi Kararı; İlk derece mahkemesince dava konusu Bursa ili, Karacabey ilçesi, Boğaz Mahallesi Bakacak Mevkii 724 parsel sayılı taşınmazın m2 birim değeri 59,19 TL üzerinden hesaplanan 10.220,60 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İstinaf Yoluna Başvuran; İstinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulmuştur. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri; Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının tazminat hakkının olmadığını, devletin bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”. Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup, tapu müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de; Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK'nın 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir....

            Maddesine dayalı tazminat davası açıldığı ve en son dairemizin 2018/1377 Esas, 2019/353 Karar sayılı ilamı ile sadece davacı tarafa nispi vekalet ücreti verilmesi yönünden kaldırıp, yeniden hüküm kurulduğu tespit olunmuştur. Mahkemece yeniden keşif yapılmayıp kesinleşen 2019/69 Esas 2018/74 Karar sayılı dosya içindeki bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir. Kesinleşen karar güçlü delil olduğundan usul ekonomisi de gözetildiğinde bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

            Şu durumda, tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü kadastro sırasında hatalı olarak tespit edilmiş ise de, davacının bu işlem nedeniyle zararının olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin hatalı tutulması yeterli olmayıp, öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından doğması veya kaynaklanması gereklidir....

              UYAP Entegrasyonu